CANCAĞIZIMCANCAĞIZIM Ayıp oluyor beyler, sükûnet istiyorum. Yüreğine söz geçiremeyen çıksın lütfen, Yüreğimden son çıkan gibi. Bu gece sahnede yalnızım, Sanmayın öyle bir şey, Yalnızlığımla birlikteyim. Bir alkış istiyorum sizden, Ama önce bir türkü, o tiz sesinizden. Haklısınız… Benim söylemem lazım, Lazım olan şeyleri… Ah! nereden başlasam söze? Sözün bittiği yer olabilir mi? Yo hayır unutun bunu. Cancağızımın dediği gibi, ‘’Yeni şeyler söylemek lazım.’’ Celallenme yüreğim! Sana da söz vereceğim. Ama önce, Verdiğim sözleri tutmalıyım. Dilimi tutmak gibi mesela. Yürekten konuşunca bu olmuyor elbet. İsyan etme yüreğim, diyeceklerin ezberimde ‘‘ Bir zamanlar yüreğinin dayanağı vardı, O ise aranıza yalnızlığı dayadı’’ diyeceksin. Yaramı deştin demiyeceğim Hiç kabuk bağlamamıştı ki… Bağlananları da gördük ya… Gördük, yetindik, Ve yetimiz. Divan şairi gibiyim, Varlığını seviyorum, yokluğuna aşığım. Yokluğunda, Hasret türküleri söyler oldum, Oldum olası nefret ettiklerimi. Biçareyim, derdinle avareyim. Yokluğun, yokluğumdur. Cancağızım! Ne gelir elden? Ah! Sen elden gidince. Gün gelecek günle gelecek misin? Gün yüzlüm, gül gibi gülecek misin? Niye uçtun dalımdan ah kuşum, Yoksa başka dala mı kondun? Ey cancağızım! Şimdi nerdesin? Olman gerektiği yerde misin? Söyle, sen sende misin? Ya hasreti bitir, ya beni, Hasretinle bitirdin ya beni, Olsun… Yüreğin, yüreğimle olsun. Bilirim, Gönül trenin istasyonumdan geçmez, Buna da kabulüm, razıyım, Olan bana olsun. Cancağızım! Yolun açık olsun |