BAYRAM AĞITI
İlk defa, bayram sabahı
Öpecek el bulamadım; Bekledim çağrılmadı Bir ana sesiyle adım. Ellerim kaldı havada, Yandı, kurudu dudağım; Tanrım dört tarafım boşluk, Nereye tutunacağım? Hangi yaşta olursan ol, Ananın yeri başkadır; Bütün yakınlar içinde Onun değeri başkadır. Dertler, acılar, ağrılar Yok olur ana koynunda; Peygamberine sorarsan Cennetin yolu da onda! Çocuklar bayram süsünü Çıkarıp karalar giydi. O sessiz kurban yağmuru Gözümden akar gibiydi. İçim dolu, ellerim boş, Koştum Zincirlikuyu’ya; Mezar taşına sarılıp Bayramlaştım doya doya! Yakınma İnansam da, aldansam da Hepsi bir kapıya çıkar; Benim kalbimde, kafamda Yalnız Senin ateşin var. Kulun olmak gururundan Başka nedir ki kusurum? Aydınlanarak nûrundan, Karanlıkta görüyorum. Tanrım, kabâhatim açık; Ben insanlara inandım. Onlarda Sen’den bir ışık, Yahut bir gölge var sandım. Nerden anar, ne bilirim, Çamur varmış cevherinde? Nasıl düşünebilirdim, Bunu senin eserinde? |