BEŞ VAKİT İNTİHAR
Beş Vakit İntihar
En uzak öykülerin yakınındaydık hep En yakın bakışların uzağında. Hışır hışır bir ekim olamadık örneğin. Yağmuru gördük, denizi sevdik Denizi sevdik, yağmur sızdı. Toprak hep yalnızdı. Merhamet dileyen başımız Saçımızla kavgalıdır. Hiç bir kitabın önsözünde yoktur Türklerin esmer olduğu, Tarih tekerrürden ibaret değildir örneğin. Mefkûrelere kurban adanırken insanlık Mayınlar serseri serseriyken Aşk tüm görkemiyle başımızda dolaşıyor Dört başı mamur çocuklar gibi ki kuyusunda naralar … İnce ince manalar Bayat haliyle maddenin Beş vakit alacağımız var. Mucize ne kadar imkansızsa Alışmak o kadar kolaydır. En mahrem saatlerde tükürmelisin hayatın yüzüne Koşmalısın deli taylar gibi, Esmelisin en yıkıcı rüzgarın üstüne Sarsılmadan Nemrut’un tahtı Bahtını bağlamadan hurafeler İblis’i dinlemeden şarkılar Haydi kır putlarını. Hiç kimsenin kara kaşı, kara gözü Bilindik bir bakışı yoktur. İşte bu noktada başlar, virgülün aşkı. Tam da alışmışken aşksızlığa Hücrelerim sakinken örneğin Nabzım olağanken, Tüm değerler alt üst olmamışken yani Yerle bir etmenin ne anlamı vardı En steril bakışları. Haydi kalk Zilha Kuyular dolusu İbrahim veriyorum sana Karunlar dolusu saadet. Haydi çık gözlerime İntihar et. Ömer Faruk Ünalan |