ÖMRÜMÜN KADRİ...
Gelip geçiyor benim bu garip ömrüm,
Hiç şu ömrümün kadrini bilmedim ben! Serçeler gibi uçup gidiyor ömrüm, Hiç şu ömrümün kadrini bilmedim ben! Hayat gözümde, tıpkı emsiz elemdir, Çekilen bu çile, benim acı çilemdir. Geçen bu sene, benim kara senemdir, Hiç şu ömrümün kadrini bilmedim ben! Yaşamak bana, inan çok acı geldi, Bir mermi gibi, yanık bağrımı deldi. Geçen ömürler, sanki bir afat seldi, Hiç şu ömrümün kadrini bilmedim ben! Nasıl hayat be, böyle bu cani hayat! Olamıyorum, bir türlü abat, rahat. Geçiyor tıpkı, rüzgârlar gibi hayat, Hiç şu ömrümün kadrini bilmedim ben! Ömrüm geçmekte, bağrım kor gibi yanar, Sıla hasreti, sinemi daim dağlar, Elime geçmez, artık geçen bu çağlar, Hiç şu ömrümün kadrini bilmedim ben! KÜÇÜK OZAN(CML DMR) PEDERİME SESLENİŞ’TEN |
Manalıydı.
Düşündürdü.
Okuttu kendini.