Yüreğimin Hareket Saatinden Önce Gel-sen...saklardın yıldızları gözlerine laciverdi’ne düşmüş bir gecede ucundan tutuşan anıların sıcaklığında düşlere inerdin adınla dilek niyetine... ellerinle başlardı benim alfabem avuçlarımı içine gizledikçe çocuklaşırdım kırılmış oyuncak öykülerinde... sütten çıkma aşklara sevdalanmadık hiç kendimiz gibi sevmiştik oysa biz yarınları dökerken takvimler yapraklarında’n yaralar kabuk bağladı yüreğimizde hep... sesimde başı boş ev yalnızlığı sen yoksun ya sevgilim hani artık hiç bir merhaba giderken bıraktığın elvedayı gözlerimden alamaz şimdi... içime çekilmiş denizlerin soğukluğunda nefes almaya çalışıyorum sensizliğin boğulan yanında kendime masallar anlatıyorum nafile hiçbir sokak senin yüreğine çıkmıyor ne yana baksam gözlerin gözlerimde hayal oluyor... biliyorum sessizliğin kırıklarını biriktiriyorsun içinde saklayıp ahh edişleri, hüzünler saçıyorsın sabahı olmayan günlere avuçlarımda miras bırakılan kokunu arıyor şimdi ellerim birgün çıkıp gelirsin diye hep o istasyonda gelmeyen treni beklerim... üşürüm, saatler yaslanır omzuma ne zaman yaralanır akrep, koşar dilimdeki ateşin ortasına kendini öldürür zaman kollarımda, sen yoksun ve artık boş bir cennet dünya/durdukça... Gökay Birkan SUCAKLI |
Yüreginize saglik, yolunuz bahtiniz acik olsun.
Saygılar.