Lâedri
Artık biliyorum
Gecenin sorgucu tenini ayın söküp götürdüğünü Yanaklarındaki baharı kuzeye dönüp silen rüzgârı Aşkı ve onun dokunmadığı her şeyin donakaldığı göksel zamanı Sözün cinnetini taşıyan kül ve kum yığınlarında saklı ateşi intizarı İçinde iç gizleyen ak Mür’ün kökünden, saflığı biliyorum Tören çiçekleri, yas renkleri ve beyazın her yöne eğilişinde çıkan tufanı Arp tınılarında okyanus dibini karanlığı Dut ağacının sesinde gizli arazı, âhı İçsel ayırdını çiğ ile çiyin Ve çirişotunu tırmalayan belirsizliğin sonsuza aşılandığını ilk nedenini aklın Susuzluğu giderecek bir su birikintisidir şiir İç odaları ormana açılan, kalbi Ve kaplumbağanın göğüs kabuğunda saklı dermanı Biliyorum Kargının hangi emirle içlendiğini soluğa Taşın damarlarını, durağan hızı çözümleyen elması Kemirerek bitirdiğimiz, doğaya ait ne varsa Benliğin ateşe dayanıklı dokusunu, giyindikçe soyunan sözü Ah artık biliyorum örsünü dinleten susku seğirmesini kalbin |