ESAT KURT VE ÇAYIROVA
-Merhum Şair NAHİT ÖVÜNÇ’ten-
Avurtları çökmüş geceden kalma yorgun tepelerden Güneşin kırık bir el gibi uzandığı sabah saatleri Nasıldır keseklenmiş yoksul toprağıyla Titreyip sarsılan dumanlarla bezeli Esat’ın gezip-dolaştığı Çayırova?... Su taşıdığı,harç taşıdığı,temelini tırnaklarıyla kazdığı Peçeli kadın hayali gibi tepedeki gecekondusu. Nasıldır yollara dalmış yengenin buğulu gözleri?... Hicret kuşları,çelimsz dere,gölge sınırında bahçe duvarı Ders çalışmayan Kadir,kızı Deniz,lanetli günler Nerdedir şair Esat şimdi?,içinde anılar tortusu İteliyor mudur Duman sokakta işporta arabasını Sonu gelmez bakışlarında menekşe renkli hayaller Posta çantası mı var sırtında alnı terlemiş Kimleri sevindirip,kimleri üzüyordur bilmeden Binlerce mektuptan biri kendine gelmeden?... Köle mezarlıkları kadar sessiz midir Çayırova Bir türkü mü tutturmuştur gelinlik kız Horozlar mı ötüyor,koyunlar mı otluyor kalçaları çamurlu Ot dalı,toprak parçası sıkan ölü eli midir Çayırova Kırıklı gölgeler mi düşmüştür bahçesine Esat’ın Soğan maydanoz dikeceği,kargalar mı saçağına dokundu Çalıyor mu biri Gencebay’ın sevdiği kasetini Yamaçlarında taş kadar sert mi kaygılar Çayırova’nın Bir çocuk mu koşuyor yalınayak tarlalardan Sıskacık ellerinde kalaysız bir güğüm Soluklarında acılı-ekşili kokusu sovanın Çamaşırlar mı sarkıyor tahta mandallardan Duyuluyor ma Afrika rüzgarlarının nefesinde Esat’ın şiir okuyan isyanlı sesi... Haberi var mı yüreğimdeki kederlerden Çayırova’nın Tek somunu üçe mi bölüyor üç amele Çalı-çırpı mı topluyor iki büklüm biri Cimri akan çeşmede sıra mı bekliyor kolunda kova Çatlak dudakları bükülmüş Gebze’li kadınlar Nasıldır,nasıldır şimdi,gül kurusu Çayırova?... Nahit ÖVÜNÇ 1988-Kuzguncuk |