Bu günŞiirin hikayesini görmek için tıklayın vardır her yazının bir hikayesi, saklı kalır gözlerde.
Yine gün biterken, ufukta son kızıllık. bulutlar kümelenmiş, vedaya hazır. huzmeler süzülmüş, günün son perdesinden. çay bahçesinin sakin köşesindeyim. bu anı izlerim her gün, aynı pencereden. hüzün dolarken gönlüme, kızıllığın resminde, aşkı anardım. ilerleyen saatlere ağır, ağır yol alırken, kaybolacak diye anılar, korkardım, gecenin esrarlı mahreminden. bu gün, duygularım sanki bir başka! tatlı bir heyecan sarıyor bedenimi. imbatın okşayan yelinde, hüznüm dağılıyordu. ay doğmuştu ufuktan, beyaz gelinlik içinde. güneşe inat, bende varım der gibi. ruhum, tarifsiz huzurla dolarken, umutlarım, dolunaya selam duruyordu. yağmuru severdim, çünkü, beraber ağlaşırdık. haz duyardım sesiyle, yalnızlığım biterdi. aslında, dolu, dolu yüklenirdim hasreti. beklerdim siyah bulutları, sabırla! içimde biriken isyanımı, haykırırdım yağmurlara. bu gece, yağmur yağıyor da dinmeden, hala yürüyorum. bir başka baktım yağmura, bir başka duygulandım. sanki bir heyecan vardı damlalarda, benimse yüreğimde. her kalem tutuşumda sayfalar karalanır, yırtılıp atılırdı. titrerken ellerim, aklım, elim, duygular birbiriyle savaşırdı. gözyaşlarım dökülür, karışırdı yazıya. günlerce oturup sabahlardım. kelimelerin gizemine saklanır, tamamlanmayan mısralara, ağlardım. bu gece, yırtılmış kağıt yok. baktım, sayfalar temiz. kelimeler istekle düşüyor, kalemden. harflerde bir gülümseme. aynaya baktım, gözlerimde sevgi dolu yansımalar. duygular yazıya akmış tane, tane. isyan yok kağıtta. kırlarda arardım, aşkın güzelliğini. çiçeklerle konuşur, kuşlara eşlik ederdim. anlatırdım sızımı, hasretim dinerdi. bahar hiç bitmese derdim içimden. kozalarından çıkmış kelebekler, çiçeklere merhaba derken, kıskanırdım onları. özgürce uçmak, sevmek, sevilmek… birkaç günlük ömürde, muhteşem bir coşku. bu duygunun karşılığı, ölüm olsa bile! değerdi yaşamaya. bu gün, yine kırlardayım da içimde bir huzur, kelebekler kadar özgür. esaretten kurtulmuş, uçuyor gibiyim. kır çiçekleri arasında koşuyorum… mutluyum, asudeyim, aşığım, aradığım gülü bulmuş, konmuştum yapraklarına. bir an, karşımdaki acı gerçeklerle, düşler arasında kaybolmuştum. hangisi yalandı acaba! ay mı? Güneş mi? Anlayamadım. Mehmet Macit 30.04.2012 |
harika di,,