Ama Yine De ALDATIYORUM Seni...
“Sen” aldığım nefes gibisin......
Almadan duramam.... “Onlar” ara sıra aldığım şarap gibi... Ara sıra almadan duramam..... Diyordu adam... Kadın o lal taşlarına benzeyen gözlerini yere sabitlemiş... Anlayamıyor ama yine de dinliyordu... Ve devam ediyordu adam.... Bir kaç gecelik kadınlar “onlar”.....! ! ! ! Onlar kredi kartı ekstrelerını kabartırken.... “Sen..! ! ! ” onları kapatmak için yüzsüzce borç alabildiğimsin.... İçimdeki bomboş sokaklardan geçerken, ışığını söndürmemiş, Beni bekler bulduğum tek sabahçı kahvesin.... Diğerleri terkettiğinde soluğu küstahça yanında aldığımsın..... Ama yine de aldatıyorum seni.... Kurgulanmış sevişmelerden sonraki pişmanlığımsın.... Vıcık vıcık, öyle yapışkan sevişmelerden sonra...! ! ! ! Günah çıkartmaya geldiğim iki mum bir ikonsun.... En çaresiz...en müthiş kabuslardan korkuyla uyandığımda; Hiç korkmadan kollarının arasında dalıp gittiğimsin.. Ama yine de aldatıyorum seni.... Son damlayı görene dek içtiğimde...körkütük sarhoş olduğumda yani... İnsafsızca küfürler ettiğimsin... Canını yaktığımsın.... Canımı yakansın..... Ama yine de aldatıyorum seni.... Üniversite kampüslerinde adam olamadığım; Ve Sevmek fiilinin hiçbir zamanını çekemediğim için; Hergece beni sırtımdan vuran isyanlarımsın...! ! ! ! Ben meydanlarda sloganlar atarken.... Hiç durmadan bu düzene ana avrat...! ! ! Sen ellerime geçirilen kelepçelersin.... Ben içerideyken...! ! ! Sen ders notlarımı getirenim; Yoklamalarda atılan en gerçek imzalarımsın.... Ben içerden çıktığımda, bütün kanamışlığımla..! ! ! Annemin telaşlı merakıydın.... Sorduğunda annem, bu kanlakarışık yamalarımı....! ! Öyle ikna edici, “ bisikletten düştü” demiştin ki.... Yani En büyük yalancım....en güzel yalanlarımsın... Hangi adam bisikletten düşerdi de, Sırtında derin yara izleri olurdu ki ? Sonra ne gülmüştük bu vahim yalana..... Ama yine de aldatıyorum seni....! ! ! ! ! ! Kavgalar ettiğimsin pervasızca... Ellerimi kaldırabildiğimsin... İçimin ezilişisin..... Ve onca utanmazlığıma rağmen susanım.. Yüzünü yere döküp gidenimsin..... Unutmadan.! ! ..sen her yere döküp gittiğinde yüzünü... Dökülen yüzün üstünde,saatlerce dolaşandım ben... Ayaklarımın altı kan revan... Her yanım hıçkırık..! ! ! ! Her yanım senin yüzün... Ama bilirdim... O kapılar suratıma hiç çarpılmayacaktı... O bavul, hani küçük, siyah... O bavul, hiç toplanmayacaktı.... Yani alçaklığıma bakmadan yedek anahtar yaptıran Tek kadınsın...... Olmadı çilingir çağırır,içimin dağınıklığında; Önceki geceden kalan kadınların,terli çığlıklarını temizlerdin...! ! ! ! Hoyratça seviştiğim kadınlardı “onlar”..... “Sen” nefesin bile çarpsa yüzüme titreyişlerimdin.... Sen anlamıyordun reddedişlerimi.... Oysa....! ! dokunsam eksilecektin....! İşte bu yüzden aldatıyorum seni.... Sende yok olmaktan korktuğum için... İnkar edişlerim, seni böyle çok Sevdiğim için.....! ! ! ! ! Bana benzemediğin için.... Hani sormuştun ya...” kaç kişisin sen sevgili”....! ! Bir korkak...bir kaçak....bin bela......ve bir hiç.... İşte bu yüzden......! ! ! ! ! ! Kaç kişi olduğumu bilmediğim için.....! ! ! ! ! ! Aldatıyorum seni.... Ben sende kalamam..... Anla beni.... |