En Büyük Kavgam
Seneler sonra annem sorduğunda...
"O iyi anne, yakında beraber geleceğiz seni görmeye" demek yerine, "Bilmiyorum; galiba evlenmiş, hatta bir de çocuğu olduğunu duydum" Dedirteceksin bana biliyor musun? Sonra annem; "Acelesi yok oğlum, getir gelinimi de ne zaman olursa" demek yerine, "Hayırlısı olsun, nasip değilmiş" diyecek sadece. Hani diyorum bunları dedirteceksin ya! Hey yavrum be. Anlaşılan bu gece de uyku yok gözlerime. İlk girdiğim kavga geliyor aklıma. Herşeyi göze alarak, korkusuz, kendimden emin. ’Senin aşkın sevgilim, en büyük kavgam benim.’ Belki de sana yazılan son satırlar bunlar. Bakma bana öyle, zamanı gelince canlanır hatıralar. Ya da saklanırlar bir köşeye, uzaktan sessizce ağlarlar. Şimdi ne desem boş sana... Elimi, kolumu, dilimi bağlayan bir çift gözün var. Boğazımda bir düğüm, kalbimde acın var. Gitmek istediğim semtsin sen; Beklediğim durakta tabelada ismin yok bile. Boşuna bu bekleyişler. Yani sevgili; ne sen bana geleceksin, ne de ben sana. Önceden de dedim ya; Bazıları gelip gider, bazıları gelmeden... İşte sen! Gelmeden gidenlerdensin, Adını sen koy, beni buna bari bulaştırma. Bazırları da isteyerek acı çeker. İşte ben! İsteyerek acı çekenlerdenim. Gelsin de senden, başım üstüne o acı da. Ve şuna eminim ki; Seneler sonra annem sormayacak seni. Bende cevap vermek zorunda kalmayacağım. Birbirimizi tanımamış gibi geçecek yıllar. Bir Cuma sabahı yazıyorum sana bu son satırları. Artık gelsen ne fark eder ki? Bunca şeyi yazdırdıktan sonra... Allah bana rahatlık versin, sana mutluluklar. Semih Uludoğan. |