yeter ki ölümüm sabah olmasın
bütün saatler yirmi dörde mahkum
gittin gözlerimden cereyan gibi ağlayan bakışlarda saklı hüküm çöker umutlarıma hep an gibi yalar da geçer şu dipsiz geceyi bir nefes bir ses bir emanet omuz sen yarım düşlerimde saklı güzel anla artık ayrılıyor yolumuz ve düşür dudalkarından adımı kırık bir rüzgardı de benim için taşa çal ister şiir defterimi ister kalemimi fırlat denize yeter ki ölümüm sabah olmasın |