Sıla hasretiBir memleket vardı, her yıl gittiğim, Anam babam yok diye, gitmem yıllardır, Onlarla güzeldi, sılam dediğim, Onlar gayrım yok da, yanmakta içim. Bir hemşerim vardı, gördüm gezerken, Sarıldık öpüştük, yolda giderken, Baç bahçeyi sordum, hoş beş ederken, Dedi her yer viran, gördüm gelirken. Memleket hasreti, bir kor içimde, Bağ bahçem ve evim, hayal gözümde, Yufka ekmek keş var, benim özümde, Sılamdır derim’ de, yine gidemem. Ayağıma taktılar, bir demir teli, Hiç kimse doğrultmaz, bendeki beli, Burnumda tüterdir, dağların yeli, Bana git derler’ de, gitsem gidemem. Çok tünel yapılmış, duydum yollara, Kardelenler açarken, karlı dağlara, Gidenler derler ki, asfaltı kara, Varsam gitsem de ben, tanımaz yollar. Su Yüksel yurt tutmuş, gurbeti gayrı, Defnetmiş sılada, anne babayı, Hem ağlar hem okur, her gün duayı, Ayağında teller der, unut sılanı. 28 Nisan 2012-04-28 Antalya |