KÖRFEZDEN GELEN ÇIĞLIKLAR
17 ağustos sıcak bir yaz günü,
Kavuruyor insanın içini geceye inat, İnsanlar sevinçli ve neşeli, Bilinmeyen tehlikeye uzanmış, Gecenin Pençe gibi elleri, Havanın kararması bile, Bir başka bu akşam, Sahilde insanlar, Coşkuyla şarkılar söylüyorlar, Ama deniz bile suskun bu gece, Vurmuyor eskisi gibi iskeleye dalgalar, Herkes yorgun düşmüş uyuyor rehavetle , Bense içimdekini anlatmaya bile korkuyorum , Ya rüyalarım gerçekleşirse diye, Düşüncelere dalmışken, Karardı bütün dünyam, Yerin altında harekete geçen, Sanki bir canavar, Her saniye hareket ediyor, Ne varsa yıkıp geçiyor, Geçtiği yerde sadece, Sesler ve tozlar bırakıyor, Neler oluyor bilinmiyor, Kıyamet mi kopuyor, Anne telaşla , En küçük kızını kucaklıyor, Koşar adımlar la, Koridoru aşmaya çalışarak, Diğer çocuklarına ulaşmaya çalışıyor, Korkak ama emin adımlarla, Dualar dökülüyor ardı ardına dudaklarından , Sesleniyor, Korkmayın geliyorum diye,, Kıpırdamayın dururun olduğunuz yerde Karanlıkta onları tek, tek topluyor, Elleriyle bakıyor görmese de yüzlerine, Sadece Dualar ediyor, Ne olur Allah’ım bir şey olmasın diye, Şakırtılar geliyor ardı ardına evin içinde, Özenle seçilen yıllarca biriktirilen, Kızının çeyizleri paramparça Hayalleri, Çaresiz ne yazık ki geç kalmış bu dualar, Caddeden yükselip gelen çığlıklar, Korkutuyor anneyi evi demi yuttu bu canavar, Artık sallanmıyor o koskoca binalar, Ve Tarihe gömülüyor o kısacık dakikalar, Ne hayatlar son buldu bu 45 saniyede, Feryatlar yükseldikçe, Anladı ki anne, Yutmamıştı canavar, Bina duruyordu hala yerinde, Şükrediyor ALLAH a evlatları yanında, Mezar başında dövünmeyecek diye, Ya şimdi başka şehirde, Çocuklarına daha sıkı sarılıyor, Dostlarıyla daha güvende, 17 ağustos 1999 İNCİ .H. Atakay |