HOŞ GELDİN
Belkı yasemin kokusu kalmadı yamalanmıs kalbinde ,
Melankolik sarhoşluğunun verdiği haz’la geldin bana. Neden’i niçin’i pekte mühim değil. Vuslata ererken ben , işledın yıne buharlaşmış Aşk’ıma. Bu benı tatmın etmeye yeter... Ya da arta kalan sevdalarından kaçıp geldın , yeni bir ben bulmak umuduyla... Kayıplarından yoksun , icindekılerden hazımsız pekte tarçın kokuyordun.. Aldırmadım , zamanla yasemin kokusu serperim üstüne diye... Ama bak ! Basaramadım. Geceye küser oldun yıne , güldüremedım senı .. Özlem kokarken ben ; Akşam özlemini gidermeye vakit yetiremedim... Bu gelişin öyle dönüşsüz dü ki , Yarım yamalak kalan Aşk’ımızdan arındın , sarmaladın benı... Ya da ben sadece böyle görmek istedim... İlk zamankı sen geldın suretime.. " Sevdanın " turuncu renklerını görürdüm seninle.. Her adımı söylediğinde beynime oturan sesi , Gözlerimden gömleğine akmış bir damla yaş’ı unutamadım ben hala... Gücüm yettiğince haykırmak istiyorum tüm gerçekleri, Bir gürültü kopmalı, feryatlar figanlara karışmalı... Ne zaman söylemeye kalksam kısılıyor sesim karabasan misali... |