Şatt-ül Arap
sen sevgili,
kırık kanatlı düşlerin ardından gelen yaz yağmuru gibisin, hiç hasta olmadım ama çok ıslandım, ben hep yüzümü, yanaklarından Dicle suyu gibi akan, gözyaşlarıyla yıkadım… sen sevgili, kurak bir mevsimin ardından, çığlıklarla gelen, tarla kuşları gibisin ne zaman yüreğime gülümsemeler eksen, ben, üzerine çaputlar bağlanmış korkuluk olmaktan çıkıp gözbebeklerimde, koca bir seni ağırladım o yüzden hep güllerin yeşermesini, kollarımı açık tutup gülerek karşıladım… sen sevgili, kayalıkların susuzluğunu gidermek için içtiği, hiç durmadan oynaşan dalgalar gibisin, ne zaman, düşlerim çıkmaza girip sokak lambaları birbiri ardına sönse gelip vuruyordu tenime, saçlarından saldığın çocuklar o yüzden direnebildim hep çıkmazlara… karanlık sokaklara… sen sevgili… yazdığım şiirler gibisin, ne bir eksik ne bir fazla gelip durduğunda gözlerimin kıyısına, hiçbir şey düşünmeden atladın, yanaklarımdan Fırat suyu gibi akan gözyaşlarıma, o yüzden kavuşabildik zaten geçmişi büyük aşklarla kabarık, ayrı coğrafyanın sayfalarında… 13Temmuz 2006 01:50 Alanya |
dilinize ve gözyaşlarınıza sağlık
muhabbetle