YOKSUN
Yatağın boş,
odan sağır, haberini aldım bir gece önce, "sobayı yaksın" demişsin, sobayı yaktım anne sen yoksun. Hazırlıklı olmak yetmiyor, ölüme hazırlık olmuyor anne, gündüze varmıyor kimi sabahlar, uykuya doymayan gözler, ilgiye susamış sevmeler, yaşanmamış yaşanmışlık ötesi, bırakarak mutluluğu bir yana, gözlerinin kapanmadan, açık kalıp gitmesi. vicdanını sorgulamak, yapmak istediklerini kenara koyup yarım yamalak, umudu keserek ilerilerden, öylece hep geriye bakakalmak. Sobandaki kömür yanmaz, odun kararsız, kaplamış ortalığı duman, sensizlik isyana durmuş, sen yoksun söndü sönecek soban. Sesini özledim daha ilk akşamdan, varlığına alışılmış mekanda, her taraf darmadağın, tabaklar bile, durmuyor durduğu yerde saatler, ayrılık anını alıp yakına, ölüme zamansız koşmak kısa yoldan ulaşmak; bu ne acele. Mekanın cennet olsun anneciğim... 16 Nisan 2012 |
sağlıcakla