YOĞUDUBen daha küçücük çocuk yaşımda, Ekmek bulduyusam soğan yoğudu. Dokuz baş nüfusla sofra başında, Yiyen bulduyusam doyan yoğudu. Dert eksilir derler anlatmak ile, Her nere vardıysam yanım da çile. Henüz daha yedi yaşımda bile, Ana bulduyusam babam yoğudu. Her günde yarı aç yarı tok idim, Cebimde bir kuruş harçlık yokidim. On bir sene böyle okul okudum, Defter bulduyusam kalem yoğudu. Haceli emmim hayrına bi elbise saldı, Onuda bir yakınım elimden aldı. Hediye bir gömlek kravat geldi. Pantolon bulduyusam ceket yoğudu. Ayakkabım delik çorap yırtardı, Fakirlik eksilmez daim artardı. Devlet asker etti sanki kurtardı, Mektup bulduyusam tütün yoğudu. Yokluk bizi böyle yondu, yokladı, Her güreşte beni yine hakladı. Baş köşede durdu sonum bekledi, Fırsat bulduyusam halım yoğudu Herkes bizim gibi fakir mi derdim, Yoksa sade biz mi merak ederdim. Ula,Bir zeytini üç kez ısırıp yerdim, Zeytin bulduyusam peynir yoğudu. Sümme haşa halimi dert etmiyom, Bu yokluğu bizde biliriz diyom. Daha şimdi bile korkarak yiyom, Çayı bulduyusam şeker yoğudu. Yokluk atlıyıdı benle yarıştı, Her yarış da beni yel gibi geşti. Kadâni gurbette bir garip kuştu, Dayı bulduyusam emmi yoğudu. Kadâni’yem Rabbim emrine şükür, Fakir altın olsa bir yanı bakır. Anam Mehri, babam bir garip Bekir, Yağı bulduyusa tuzu yoğudu. Ozan KADÂNİ |