Köprülü Şehrin YalnızlarıMağrur nehrin üzerinde, bir alışkanlık halinde Uzanır eski taşlar köprü hüviyetinde Tozu, isi, korkuluğu, sesi vardır taştan köprünün; ve bir de, yalnızları Şehrin insanları geçer köprüden; kadınları, ayazları, yılları... ve bir de, yalnızları Gece, köprüde ziyarette ve bir de yalnızlar. Güneşle beraber batar ikiyüzlü kalabalıklar Hızlı yürü, yürü, yürü, yürü Her yer insan ve üzerine bulaştı hepsi Bir gemi dolusu kelime fırlatıyorlar saniyede Boş, bahtsız, lanetli ve zihnini yiyorlar Sen yürü, Korkuluklara yaslanır, kederli şehre bakar kimisi Sen yürü, Birşeyler bekler ve nedensiz saatini yoklar onlar Şehrin en kıdemli bilgesi ve en yaşlı kedisi biliyorlar, gidiyorlar, kalabalığa karışmazlar bulaşıcıdır o, seni siler ve senin değildir hiçbirşey Nehir alıştı, taşlar alıştı, şehir alıştı memnun kalabalıklar ve sen Alışamayacaksın Sen gece gel köprüye Ay ışığında ve soğuk, evsizler için ağlarken Sen gece bak bu şehre Tüm yalanlar saklandığında ve çaresiz oyuncular uyurken Ayaz, kesecek tüm gösteren parmakları Yıldızlar yakacak bütün çarmıhları İşte Sana bir şehir, sana bir gece ve kimseyle paylaşmak zorunda olmadığın gözyaşları... |
tebrikler...