TOPRAĞIN ALTI VE ÜSTÜKeşke başta iyi anlaşsaydık keşke hep beraber olsaydık Keşke bu gün bizim günümüz olsaydı da davullar zurnalar eşliğinde eğlenseydik Ama şimdiden sonra olmayacak böyle bir şey olamayacak Çünkü ne sen beni görebileceksin ne de ben seni Hani düğün denen bir gün var ya bizim hayal ettiğimiz ve maalesef yaşayamadığımız Hani erkeklerin siyah giyinip kızların beyaz giyindiği gün Ve hani bizim bugünü yaşayamadığımız ve bir daha hiç yaşayamayacağımız Hani düğün denen beni şuan ismini duyduğumda maaf eden gün İşte biz şuan o günün tam tersini yaşıyoruz Senin siyah giyinip benim beyaz giyinmem gerekirken Sen beyaz giyiyorsun ben siyah Sen toprağın altındasın da ben sanki üstünde miyim sanıyorsun!! Benimde toprağın altındakilerden bir farkım yok yaşıyorum ama ölüyüm Sanki sen gittin ben seni takip ettim. Şimdi hayattan hiç zevk alamıyorum Dedim yaa yaşıyorum ama ölüyüm Şimdi renk kavramının ne demek olduğunu unuttum hatırlamıyorum bile Benim için sadece siyah var sadece siyah sadece siyah Eskisi gibi renkli bakamıyorum dünyaya artık tozpembe dünya yok yok artık Hayallerim bile dumanlı o tozpembe hayaller beraber geçirdiğimiz yıllarda kaldı Dünya karardı senin gidişinle her yer simsiyah her yer kapkaranlık Artık buralara gün doğmuyor hep gece hep karanlık hep siyah ve duman Artık yerimi yurdumu unuttum hani eskiden sen nereye gidersen oraya giderdim ya Aslında yine öyle yaptım değişen bir şey olmadı Sen gelişi olmayan bir yolculuğa çıktın bende sana yakın olmak için arkandan geldim sırf sana daha yakın olmak için Ama sana şu başında ki mermer taşından daha yakın olamadım olamadım Toprak bile daha yakınken sana Kavuşamıyoruz birbirimize aramızda bir avuç toprak varken kavuşamıyoruz kavuşamıyoruz Kısaca sen altındasın ben üstünde Yaşayan ölü olmak çok zor hele bir de sen yoksan Dayanamıyorum artık ne sensizliğe ne de yaşayan ölü gibi dolaşmaya Bende geleceğim yanına kısa sürede dayanamıyorum Elif Gizem EREN |