Gönül aldanır, vicdan suskun kalır, ümit kırılır!Lakin hesapsız ne vardır Her lahza içimizi aydınlatan, ülfet sunan sünnetullahtır Muvazene nitelik farkıdır, aktif akıl vicdanı kal ettiren, sürur bahşesen haktır İradi olmak bunun için ihtiyaçtır, mizan ne suhuletli kapıdır, hak adına hakikat-i Rahmandır İman sevgiyle hürdür Bin hüzün içinde nefeselenmek ve yeise düşmek kul için kerihtir Umut ne münbit bir rahmettir, sıtkı celildir, sadakat-i kebirdir, ihsanı aşikar eden nezihtir Ne kadar hakkı ansan, yeksan olmak için yakarsan, aşkına ram olup, sevdasına kansan ikram-ı nasiptir Güle nazar et,sukutuna kan Bülbül misali etme figan, sabrı ve edebi kalbinde besle ey can Ruhunun sessiz senasına uzak kalma, umman nasıl bir hıçkırık feyzinde, korkuya kapılma an Her nasibin bir hikayasi vardır, emeğe hasredilmiş niyettir, bela ahdiyle muvazene içinde ki bahardır Ey saki neden bizarsın ve yanarsın Terkedilmiş hanları hala mazi vecdiyle mi yaşarsın, yadın için ağlarsın Ne vakit hesabından arileştiğini sandığın hesabın için korkarsın, akl-ı selimliği ne yaparsın Hala ecel haşyetiylemi uyanırsın, kırgın düşleri derleyip kim gelirse hıçkırıklar içinde anlatırsın Vakit geç mi oldu, gün ağardı Hazan etrafını sarmış, zemheri yakınlaşmış, ürpermek söyle kime kaldı Kahkaka atmaktan yıkılan bedenler yitik duvarları eşiklerinde kimliksiz izler bıraktı, edep budandı Ne kadar yansam, sukun kalmak için çırpınsam, titreten zamana ibret için korkarak baksam hal dağlandı Anlatamam meramımı, dinmeyen sancımı İçimi burkan sızıları, hüzün bahşeden anıları, hicrani ağıtlarımı Akıl susacak, izan duracak, vicdan lal olacak, irade çaresiz kalıp hesabıyla kitabını bulacak Ruhum ne kadar bizar olsa, hicran damlalarını hasretmekten arlanmasa, göçmeler anbean kapıyı çalacak Mustafa CİLASUN |