Sözcükler Ya da Kısasa Kısas (1)
İz/düşüm.
İz/imin düşü. Bulabilir misin beni, düş izlerimden ? *** Öyle çok, birikti ki içime terin, bir ihanetin ellerinden dağlanır gibi geçmişim... *** Gözenekli ruhundan, sana dokunmalarım sızıyor, dünkü karanlıktan kalan... *** x eşittir o adam y eşittir o kadın x ile y iki bilinmeyen çekimser fonksiyonlu böl ruhlarını kapat parantezlerini koy bir kareye kalplerini al sana trigonometrik aşk... *** Affetmek, dokunarak, asla, bir umudun nasırına basmadan... *** Bir çemberden en fazla dışına çıkarak intikam alabilirsin... *** Bütün rumuz/lar toplanmış bir çemberin içinde ne oynasak ? Ellerde sözcüklerden mendiller yağ satarım Bal satarım Ustam Ölmüş Şiir yazarım... *** Yorgun bir kar tanesi daha ne kadar beyaza boyayabilir ki bir aşkın kirlenmiş zamanlarını... *** Artık buzlukta çaresizce soğutulmuş teneke kutudaki içeceğin açacağını çekerken çıkaracağı ses bile umurumda. o ses ve aniden fışkırma ihtimali olan sıvı umurumda. böyle lüzumsuz bir detayı içimde taşırken bu ucube "umurumda" ları daha ne kadar sırtımın düş haznesinde taşıyabilirim bilmiyorum... *** Gereksiz virgüller bazen yaşamı alt üst edebiliyor. Demlenmek üzere olan bir çayın, sabırsızlıkla deminden alınması gibi... Kesit/lerde oluşan boşlukları nasıl dolduracağımızı bile bilmeden. Yani : Bir "virgüle" "nokta" taklidi yaptırarak... Zaten sabırsızlıkla/sabırsızca ya da sabır yoksunu duygularla lekelediysen virgülü, rol model olma şansını çoktan yitirmiştir. Lakin, Biliyoruz ki : Yitirenden çok- azmettiren/in ruhu soluklaşır hep... *** Belki de, Duygularımızın akortuna baktırmalıyız en kısa zamanda. Bir tını sorunu var sanki. Sanki bir nota yanlış basıyor, ezgilerimizin bir yerinde. Detone tavırlar var. Evet evet... İlişki kirliliği yaratıyor bu konçerto! *** Bir intiharla birlikte uyanmak, Geceye küskün bir sabahta... Bir intiharın teninden artık ne varsa, unuttuklarımızı aramak, kayıp ilişkiler sandığında... *** Hani o mektup, defnedilirken ilişki mezarlığına kara gözlüklü bir kaç cümle geldi anımsıyor musun ? Bir kaç cümle de attılar hatta, ayrılık toprağına. Arta kalan ihanetlerden... *** Bazen, bir ilişkinin yollarında yürürken, farkında bile olmazsınız, tanıdık bir kalbi ezdiğinizin. Kendi duygularınızın renginde olduğundan... *** Bütün tesadüfler kaçınılmazdır, yazgının, ıssız bir sokakta, köşe bucak saklandığı bir anda... *** Bazen... Ucube birkaç şiirimi kısırlaştırmayı düşünmüyor değilim... Üremesinler duygumda diye... *** Kabul ediyorum, bazı yazılarımda / yazdıklarımda hormonal dengesizlikler mevcut. Sanıyorum başlıca nedenleri de, o anda, salgılarımdaki şuursuzluk, ya da imgelerdeki kontrol edilemez komplekslerim olabilir... *** Irz... Bir cümlenin duygusunun ırzına geçmek, cahil özentilerle... İffetine kalem değdirmek... Kaç aydan başlar? Ya da kaç mevsimden? Oktay Coşar Not : Düzenleyerek ve birleştirerek yeniden... |