Hasretin Rengisararmış yaprak gibi ağır, ağır, düşüyorum sonsuzluğun kucağına. hasretin azabında, rüzgarla oynaştayım. ruhum son bir dans sarmalında. ben duruyorum, rüzgar semahta, rüzgar duruyor, ben semahtayım. bir ömür dönmüşüm, yalan bir aşkla. son dönüşlerimle, son semahtayım. virane gönlümde, umutsuz bir yara… hasretin çilesi, gözlerimin renginde, sararmış yaprak, yaprak… toprağın kokusu çekiyor, suskun Ben’i. dokunuyorum usulca. tenimde bir serinlik, sonsuzluk hazzı. uzanıyorum koynuna, sarıyor bedenimi. bir ömür çektiğim hasret, diniyor yavaş, yavaş. sızı dolmuş azalarım isyanda, gitme vakti der gibi. yapraklar dökülür üzerime, yorgun duygularımı örtercesine. solgun yüzümle buluşur toprak, hasretin rengini çizercesine. gözlerim son kez uzaklarda. ufuklar, hüzün dolu ışıklara arkadaş, gökler ağlamakta. kasvet deryası olmuş bulutlar. ruhumun azapları, bulutlara yansımış. bir ben değilim, hasretle ağlayan… coşku doluyor umutlara, kucaklıyorum damlaları. derya olmuş çağlıyor yürek, çığlıklar atıyorum da, boğazım düğümlenmiş. Sessiz, sesiz yağmuru soluyorum. anılara dalıyorum yeniden. bulanık sularda kayboluyorum. hasretin desenleri derin izler içinde, çizilmiş topraklara. birde, suskun dudaklarıma. titreyen ellerim, isteksizce yazıyor. benliğimi saran hasret, kelimelerde. taş duvarlara özenmiş şekilsiz harfler, yazılırken korkmakta. yazmayalı, harfleri unutmuşum. başımı, ellerimin arasına saklıyorum… kalemden utanmıştım. cümleyi tamamlayacak kelimeyi aradım… anılarda bulamadım. duygular vurgun yemişcesine, yaralanmış derinden. cümleyi yeniden okudum, karmakarışık. kelimelerin ilmiyle şekillenen hasret, siyah beyaz kağıtlara yazılmış. bir hasret ki acısı, her yanımı sarmış. o hasret ki gözlerde, silik bir rengi kalmış. Mehmet Macit 30.03.2012 hasretin rengi tüter kara trenden beter mehmet macit hocama kalan kokusu yeter ramazan efe... |