28
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
3555
Okunma
benden her gidişinde
sert adımlarla ezer geçerdin
arnavut kaldırımlarını
alnındaki terler savrulurdu
saçların kömür, gözlerin elâ
bakışlarında kararsız şehlâ
esmer kokulum
benim olmayanım
lâl dudaklım
ruhuma yakışmayan renkleriyle
şehrimin erguvanları sardı sensiz sabahımı
sıcaklığını bırakmışsın emanet
tenin hâlâ tenimde acıtan kor
kelebek kanadında yakıcı bir sevda
dört mevsimin renkleriydi gelinliğim
umuda gebe her yeni sabahta
aşkın buğusunda eriyen gözlerime yağmasan da
yaşam kadar değerli
bir soluk kadar benliğimdesin.
sen ki, yüreğimin en kuytu köşesinde saklı
derinleştikçe kanayan yara
yokluğunda bile dilimde dua
kalbimde ışık
aklımdaki tek yolsun.
her kaldırım taşı
haykırırken bizi
çoğalır sen yanım
yanar sana,
yeşerir içimde ekşi bir erik
ve mayhoş aşkın hüznünde erir tenim
yalnızlığımın narin dansı, yakan rengi, ağlatan hüznü
hüznümün serzenişi, üşüten busesi, ıslak teni
sızlatır sensiz günümü
ıssız yolda
ağır aksak adımlar atsam da silueti belirsiz yarınlara
yavru albatros’un kırık kanadına emanet etsem de
özgürlüğünü isteyen aşkı
en bitmeyen anlar g e c e l e r d e yaşanır
çünkü ayrılıklardan sinsice haz alır
BANU ULUDAĞ
5.0
95% (39)
4.0
5% (2)