Uzaklara bakan gözlerinin kıyısında
gördü (m) yokluğumu.

" Hüznün roman ritimli,
Klarnette, rakı kokan bir adamın elleri.
Gül takıyor saçlarına nefesi, gözleri duman gibi.
Sabaha kadar ömrü, gözümde canlanan gözlerinin.
Sabaha kadar sıcaklığı, tenimde düşlediğim ellerinin.
Bir daha seviyorum seni, hatrına bu gecenin."


Çicekçi kadının topraklı ellerinde
soldu (n) yüreğim

" Bu bir sonsuz kış misali, güneşin saklandığı dağlıkta.
Özlediğin yazlar hep bir resim lokanta duvarlarında.
Peçeteler gülkurusu, masa örtülerinde ölü papatya.
Fişi çekildiğinde akmayan şelaleli levha.
Buğulu, isli ve dumanlı sabah iç çekişleri.
Bir daha seviyorum seni, hatrına bu yalnızlığın. "

Garda uyuklayan kedinin kulağında
uyandı (n) rüyam

"Gidersin, yanık bir memleket türküsü gibi yolda,
Küçük perdeli kirli camlardan karanlığa baka baka.
Vakti yoktur varmanın ve yeri yoktur kalmanın.
Yine de küçük lokmalı umut çaresidir doymanın.
Koskoca adam gözleri çocuk gibi çaresiz bakar.
Koskoca adam elleri kuş kanadı gibi çırpınır.
Bir daha seviyorum seni, hatrına bu ömrün. "

Sen ki sevdamsın, bir daha seviyorum seni.
Sen ki düş bahçemsin.
Sen ki şehir berduşluğumsun.
Sen ki benim onarılmaz yıkılmışlığımsın.
Bir daha seviyorum seni,hatrına bütün kayıplarımın.

Göğüne sevincini yazarken
Öldü (n) gönlüm