SANEMİ MAHLİKA
fanusta yaşayan ruhlar,kırılmıcakmı?
sürekli genişleyen alemde ,nokta kadar kalıpta,hala kaf dağını arayanlar, yaklaştıkça uzaklaşmıcakmı? sürekli genişleyen bir kalple sevsen bile ,maşukta elalem olanlar, hep değersiz kalmıcakmı? gecede gölün üstünde parlayan ve zifiride kaybolan yıldızlar gibi tenler, tek tek sönmüceklermi? Gündüz evin bütün perdelerini bir bir örtüp karanlığı seçenler uyku arası yaşamak gibi divaneler ne kadar dönselerde çivilenmiceklermi? ipi çekilmiş bir topuzun durdurulması gibi... gök gibi yaşamayı kim başarabilmiş? hem nuru hem karanlığı içinde barındıran? Hangi yüze böyle sığınabilirsinki? aşk emeklileri ömründe tek bir dansa,sanemi mahlikaya,bir gülümsemeye, zamana sıkışanlar, pencerenin kenarında sallanan koltukta oturur gibi hayata seyirci kalıp, durmadan başa saranlar tek bir sahneyi ,karanlık boş sokağa bakmak gibi özleyenler, çocukken annesi tarafından sokağa bırakılan yetim gibi oynayanlar, kabrin işçileri böcekler,toprağınki kurtlar, doğanın temizlikçisi kar,yerin çakal, peki ya kalbin işçisi , ruhdamı vardiyası?... kurbanın acı çekmemesi için keskin bir bıçakla , tek bir hamlede canını almak gibi ,tek bir hecede aşk, maktullerdeki ortak nokta ,faili maşukta gizli hiç ölüm sebebi önemlimi?adli rapor geçerlimi? yetmedimi gelişin? başka tenlerde sevişin, sana kaç tane yüz nakli yapıldıki? hepsinin finali sendemi ,sendemi saklı uvertürün son melodisi katledilende sen katil de sen ,sevilen,ikilemin ise bende gizi intihar etmek yasak olan yerlerde intihar edenler gibi sevmek yasak olan kişileri sevenler düşüpte ölemeyenler gibi,ölmeyi becerememek gibi sevenler onlara uçacaklarına inandıran şey neydi ? nedir teşhisi? nedir gizi , ilahisi? fareli köyün kavalcısı , siren kayalıklarının şarkıcısı, genetiği oynanmış dizelerin kafiyesi,sarmal hecesi nedir sürükleyip te kıyılarına parçalatan sihirli melodi? ... yalnız bir ruh, terk edilmiş bir ev gibi kalp pencereleri kapalı ,ondan mı nefes almada zorlanışı ondanmı yok hiç ziyaretçisi? öyle ki ,kim paylaşsa ,yüreğinin en güzel yerine bile yerleşir boşluktan, ordan ruhuna bile geçer izi halbuki o kadar yalnız ki ama ,o kadar büyük taş ki bu kalbine oturan ,maşuk hazmedemez o da terk eder, sevginin ağırlığını hisseder hissetmez, ondanmı böyle nefes kesişi? ondanmı kimi sevsem, okumadan yırtıp açar ve yanlış adres der imzalamadan mektubu , kalbi iade eder ondanmı kimi özlesem penceremden odama tek hafiften ılık bir rüzgar eser ondanmı ayrılıklar nereye düştüğü belli olmayan kayan bir meteor gibi iner? dünya kadar bir çukur açar içimde, ondan hayat şimdi çocuğun dinlediği bir ninni gözümde... bir vampir ile aşk yaşayan boynunda tasma ile dolaşmak zorundaki eğer o da bir vampir değilse tabi. ondanmı kanlı bir küvette uyuyuşlarım? ondan mı şimdiki aşklar,efsanesini yalanlar gibi ölümsüz değil de, dünyanın kendi etrafındaki dönüşünü bile bekleyemez? ondan mı kadınların şah damarından akan ölümsüz gözyaşları? ondanmı kalplerindeki morluklarla gelip sığınacağı güvenli bir omza ağlar , bu duruma timsahlar bile ağlar sonra terkedip sevildiği omzu,sadece mor rengi bilen ressamına döner tekrar… ondanmı böyle dilim damağım kurumuş uyanışlarım? devir hız devri, oynak ruhlar kucaktan kucağa eş değiştiriyor ,karmayı bile şaşırtan bir hızda, göndönümünü bile beklemeden aşifteler kalp değiştiriyor,lahza kadar kapılarında devir ahiri, uzaya atılan insansız bir mekiğin kalkışına geri sayar gibi , tenler hipokondriyak oluyor, bulaşıcı bir hastalık gibi yayılıyor bedenler, dinlememesi gerekenleri dinliyor dönüşte tüm kalpleri yaşlanmış buluyor. devir buz devri , kalpler artık aşkla bile çözülmüyor her şey zahiri senin yüreğin ise bir nemfomani, seni düşünüyorum,kelebek etkisinde,bir dağda volkanik bir patlama yaşanır şimdi geçtiğin yollarda verimli topraklar bile çoraklaşır ürün veremezki ,radyasyon etkisi... çok gezen mi bilir çok uyuyan mı? taş taşıdım set yaptım, hiç bir ırmak denize kavuşamıcak şimdi,hiç bir ilham bulamıcak seni aşık oldum ,sayı saydım, arşı aştım,bu bendeki delilik,hayalleri bile gerçek yapar şimdi özlemeyi beceremem,özletme kendini,bırak sahtelerinle gelmeyi saklanma ,kaybolmuş bir halde şansa da olsa bulamam seni, söyle zamanın gelmedimi? alışkanlığımda olma bal olsan diş düşürürsün aşk olsan aklı hayat olsan sonunda defnedersin kendini elbet bütün alışkanlıklarından geçip ,yalnızlık haline geçeceksin yine, geçtiğinde gel işte… öyle bir gerçeklik ol ki ,zaman bile izafiyetliğini yitirsin... tutsak da ol ,tutsak da al... ayaklarım prangada yere bastı,göğün asılması gibi,aklım eremedim başım göğe erdi ,sonra yerdeki kendimi izledim de ben bir türlü ölemedim nefsim geldi de , ben bir türlü kendime gelemedim nefis ile akıl bir terazide ,kantarın topuzu kaçtı,akıl bir karış havada kaldı... |