Dağlar, taşlar dayanmaz,canan niye aldırmaz!Sevdasıdır dağlayan Ruhu hicrana salan, kalbi kederle buluşturan Gözyaşlarını sessizce akıtan, umudu sabırla arıtan, çileyle barıştıran Hünkarın sofrası kime lazım, fanilikte nefis nasıl bir can için cezbe salan bir adım Ne kadar gocunsan Ah edip perişen olsan, sırılsıklap olup ağlasan Ruhun vecdini, kalbin naif halini, dilin akıl muvazenesini unutmasan İrade bahşeden Hakkın rızasını her daim arasan, kör eden hevese coşkuyla sarılmasan Nefes müddete ramdır Ecel kim için hicran-ı gamdır, vakit esrardır Umman ayan olan ve ruhun kapısını aralayan meramdır, kitapta ne vardır Aşka bigane kalan ömür nasıl şiardır, sevdasına kul etmeyen aşk beyhude olan nazardır Kalbin inşiraha açtır Ruhun bedbinlik içinde ki taate ne kadar muhtaçtır Kul olmak, insan için haktır, nasip olman ise akıl ve iraden için şattır Hangi can arafa bel bağlayan uşaktır, arasat ruhuna ve kalbine yakın olan bir aşktır Sabi olan, iradesizdir Vicdanı oluşmamış bir nefestir, kalbi vakittir Neyi görse, kimi duysa dikkat kesilen emanettinde bulunan müddettir Nizam olmayan hal çirkeftir, pişkinlik edebe muğayyir ve kerihtir, nefsi kepazeliktir Fikretmek ilimle olur İlim irfana tabi olmazsa, kalp ve izan kurur Nefs dört aşamada teskin edilmesi gereken bir uğraştır, kalp illetinden kurtulur İşte o vakir esir olan ruhun ve iraden aşk ve sevdanın şadanıyla hemhal olup kanatlanır Dergah çile hanesidir Aşk ve muhabbeti öğreten ne latif mürebbiyedir Zikretmek, ders çekmek, uzlete girmek, halvete girip tefekkür etmek niyedir İhsan hali olmadan, niyet feda olmak için yarışmadan, benlikten kurtulmadan beyhudedir Mustafa CİLASUN |