Kaybolmuyor gözümden ne hayalin ne cismin.
Ak duvaklar içinde seni gördüm bu gece
Dilimde dua oldu yâr üç heceli ismin
Gökte ki yıldızlara seni sordum bu gece

Vakit henüz çok erken gecenin ilk yarısı
Uyur ile uyanık tam uykunun yarısı.
Sol yanımda depreşti eski sevda yarası.
İçimi yaktı ateş sanki kor’dum bu gece .

Ak gelinlik giymiştin kınalıydı ellerin
İki yandan sarkmıştı sarı sırma tellerin.
Tebessüm saçıyordun açılmıştı güllerin.
Gördüğüm bu düşleri hayra yordum bu gece

Melek mi peri miydin bir karar veremedim
Dokunayım istedim menzile giremedim.
Sol yanında kim vardı çok baktım göremedim.
Kapattım gözlerimi seyre durdum bu gece .

Saçlarına şems değmiş sanki bakır sarısı.
Kaşların hilal gibi alınmıştı arası.
Sevdiğini sarmadan kapanmaz aşk yarası.
Senli benli onlarca hayal kurdum bu gece.

Aramızda uzadı kıvrım kıvrım bu yollar.
Vermedi seni bana zalim çıktı ya, yıllar.
Hasretinden ağardı saçta sakalda kıllar
Kadere sitem ettim sebep sordum bu gece .

Dedi; boşa uğraşma soldu hülyâlarınız.
Uçurumlar çok derin ayrı dünyalarınız.
Vuslata gebe değil öldü sevdalarınız.
Çektim anlı çatından onu vurdum bu gece.

Korkma kınalı gülüm çok emin bir yerdesin.
Kimse bulamaz seni canımdasın serdesin.
Bir gün bir yıllık değil ömür boyu benlesin.
Düşlerimde olsa da seni sardım bu gece…

Nacizane dizelerime ses olan değerli kardeşim
Sayın Mustafa Alandağ’a sonsuz şükranlar sunuyorum.