Atölyenin Hikayesi
Loş karanlık bir atölye vardı bizim mahallede,
Hani bilirsiniz merdiven altı bir atölye, Elleri yüzleri kirli pasaklı insanlar. Mesai başlamadan otururlardı atölyenin merdivenlerinde Her birinin elinde bir cigara Hoşlanmazdım onlardan... ameleler Bildim bilesi sevmezdim onları Kirliydiler, pasaklıydılar, kültürsüzdüler Her gün atölyenin önünden geçerdim, selam vermezdim, Kaldırımın karşısından yürürdüm hep, muhatap almazdım onları Gün geldi, Bir gece uyandım birden kan ter içinde, sokaktan bağırışlar Atölye yanmıştı kül olmuştu 3 amele can vermişti gece mesaisinde. Öğrenmiştim ölen amelelerin hayat hikayelerini 1 i doğudan gelmişti, köyleri yakılmış göç ettirilmişler, Çocuğunu üniversitede okutuyormuş, benim gibi amele olmasın diye. 1 i kadınmış, yanlış duymadınız kadın. İki çocuğu ile yapayalnız Kirada oturuyormuş evleri baraka ama umutla hayata tutunuyormuş, Bir gün olsun kimse duymamış kötü bir sözünü hep sabrediyormuş Amelelerden birisi Zeka özürlü imiş, sınırda zeka Sakat bir annesi varmış yatalak, onun hastane masraflarını karşılarmış Yetmezmiş parası, gece gündüz çalışırmış Öğrenmiştim hayat hikayelerini Kıpkırmızı bir surat aynaya bakmaya utandım o gün Kravatımı çıkardım, yürüdüm atölyenin önünden bu kez, yanmış kül olan atölyenin önünden Başım önümde gözlerimden yaş süzülerek… |