Koyunluk Kurt
Bir koyun sürüsü diyarında bir kurt,
Çok uzak diyarlardan bulmuş burayı yurt. Fakat bu sürü kaçmıyor, çoban köpeği de yok üstelik, Kurtla danstan çekinmiyor, sanki hepsi cennetlik. Kurt ise kurt değil sanki sudan çıkmış balık, Ne olduğunu o da anlamıyor, asi gözlerinde şaşkınlık. Yıllar böyle geçiyor, kurt avlanmıyor, yediği sade teleflik, Koyunlar umursamıyor bile onu artık, her yer günlük güneşlik. Mutlu değil ama gidemiyor burdan, yoksa sonu daha beter, Açlıkla sınanmaktan bıkmış, acizlik şarkıları okusa da ona yeter. Artık son yaklaştı, kurt kocadı, dolunay son kez gözlerinde, Koyunlar bu kez şaşırdılar, korktular, korku belirdi gözlerinde. Ayrılığa hiçbiri hazır değil, sürü ona alışmış o sürüye karışmış, Yıllarca yaşadıkları bu gerçek, sanki bir anlık masalmış. Sonunda kurt gözlerini çevirdi dolunaydan, belli ki konuşacak, Daha önce hiç duymadılar sesini, hem artık daha ne anlatacak? Kurt başladı konuşmaya, gözlerindeki yaşlar ona eşlik ederken, Dedi " Ben hayatımda hiç avcı olamadım, annemden ayrılalı düşünüyorum," "Acaba bu hayatta sürüm sayesinde mi kurtluğumla övünüyorum?" "Anlayacağınız ben bu dişleri zaten hiç bir ava geçirmemiştim," "Lakin sizde ki bu gururu da bir türlü çözememiştim." "Şimdi anlıyorum ki siz koyunluğa mahkumsunuz," "Beni bunca beslediniz, sahi kime borçlusunuz?" "Tek derdim bir alfa kurttu, sayeniz de onu da aramadım," "Telefinizi yiye yiye, büyülenmişcesine, yıllarca çakal gibi yaşadım." Oktay Yılmaz |
Saygılar........