Hürriyet
yaşamaktı adı bu illetin
en tenha sokaklarda vurularak ölmekti karnın aç, üstün sefil karanlıktı caddeler her sokak başı loş ışıklar vardı düşünce hapsolmuştu tenhalarda bir mülteci tarafım dokunuyordu yalnızlığa bir de devrimci yanım insanlar öylesine geçiyorlardı benden habersiz oysa ben hepsinin farkındaydım o vakit vuruyordu ay ışığı penceremden tek dostum sırdaşım aynalar kalıyordu koskoca boşlukta yıldızlar kadar uzaktı insanlar yalnızlığıma bense bir nefes kadar yakındım onlara bazen bahar oluyordu ağaçlar bazen de kış kimi zaman çiçekler açıyordu mevsime aldanarak kimi zaman her mevsimde kuru kalıyordu dallar o zaman hüzünlü bir şarkı duyuyordum kulaklarımda beni öldüresiye çalıyordu sonbahar boğuluyordum; en olmak istediğim anında hayatın sonra bir bir siliniyordu suretler hafızamdan artık geriye en olmadık anılar kalıyordu isyan gibi, kavga gibi ve yalnızlık gibi bir de sen kalıyordun yanımda hürriyetim gibi rüzgar çığlık çığlığa deviriyodu ağaçları sanki biraz korkaktı o yıl sonbahar eylül bir muhabir gibi söylüyordu olacakları kulaklar sağır gözler görmüyordu insanlar para ile satın almışlardı özgürlüğü oysa tutulur bir yanı yoktu hürriyetin soyut bir tadı vardı yalnızca ... |