parantez içinde bir gençlik şiiri
ne kadar umut kaldıysa, payıma
arkası kısmen ılıman, çocuk dahası benden olan hep yasak cümlelerimin sonunda bir ince paranteze aldım giderken adres defterime beni sevmeyen mahalle kızlarının sadece kodlarını yazdım saklı tuttum bilindik adlarını hatırlama korkusu vardı olanları dönmek gerekince o günlere böyle sarhoş anlarında geceye tutunacak bir dal bıraktım körpesi yanık gençliğimi hani ömre yeter gözlerimin ferini sözlerimin en erkeğini kapıların tokat gibi cesur yüzüme kapandığı günlerden beri hayal etmesini de unuttum bu su çatlağı sokaklarda ben aşka, merhamete ,yağmura hasret yüzümün sakallı yanlarının asfalt karasına kapandığı günlerden beri delirmişçesine dayandığım ölümüne inandığım doğrudan yaşamayı unuttum,doğrudur nefes alma kılavuzları vardı sonra gittiğim harita seçmesi şehirlerin kimselere açamadığım korkularım mavisi uçuk bir nufus cüzdanı dönüşü olmayan otobüs biletleri ve simit susamınca bozukluk cebimde yaşamak gün geçtikçe hüzünlü oldukça serbest vezinli bir şiir kalpten dert çökertmesi gitmiyor oku oku sayfası hayat, bitmiyorken yalnızlığını insan ağladığında hasreti ağlattığınca anlıyor mektup gibi bekleniyor ölüm son otobüsü gibi kalabalık ,şehrin gençliğimin en köşe yanları hüzün nedir bilmezken oysa boyu uzamış bir çocuktum aynalarda sevimli bir yüz karesiydim fotoğraflarda tutuşturuldukça yandım içten saçımı taramayı bilmeden şekilsiz demirden hayatımda boyu uzamış bir çocuktum aynalarda vitaminsiz bedenimin ağırlığından kele paranteze alınmış bir gençlik şiiri yazdım kafamda yığınla numaralı soru ve biliyorum cevapsızken çoğu paranteze alınmış bir gençlik şiiri yazdım şimdilerde şehrin giriş kapısından kafamı uzatıp bir tanıdık bakınıyorum ben geldim demek koyuyor adama |