Ah etmem sana, kızamam ki kahrına!Ne dağın hırçın nazarında bizarım Ne yüreğimi titreten umutlar için ah u zarım Suskun sokaklara ramım, sessiz çığlıklaradır isyanım Ruhumun ufuklarında hicran durağındayım, firkat adına yastayım Ah etme, nasip eden hangi saikse Sual etmek ne haddime, fikre muhtaç olan halimle Sığ sularda ne ararım, ummanı kurak sinemde nasıl hakkıyla anarım Mahzun nefeslerin hastasıyım, yitik sevdaların mısralarında sessizce ağlarım Neden susturur sabır ve kalb-iakıl Düşündüren nedir, çekinceler hangi rıhtımın erkidir Umudu mağdur eden, hevesi derdest edip serkeşleştiren niye sırdır Şehredilmeye ducar olan nasip hangi vadinin sevdasında murattır, hazdır Yüreğimin gözyaşları sual eder Hülyaların ikliminden nasıl kal eyler, ufkundan hale zerkeder Yazılmaz oldu nameler, bin hüzün içinde yazılan kitaplar, şevk sukut eyler Pencere önündeyim, sanki esarete amede bir nefesim, hazanı temaşa ederim Artık çekilmeliyim sessizliğin iklimine Hüzün içinde hasrettiğim hicran bekler ruhumun derinliğinde Taşın kalbine, toprağın teslimiyetine, yaprağın sineme ibret sunan melalinde İçimde çırpınan umudun, göçmeye hazır bulunan sancının, dili lal eden sevdanın figanıyla Kime ne söylerim, haddimi bilmeliyim Naif nefesleri asla meşgul etmemeliyim, evet, bir sefilim Ahım vardır aşka, yüreğime nakşeden sevdasıyla, ömür hazince kitaplaşsada Saklı umutları ıslanmalıdır yağmurlarda, günyüzüne hasret kalmış cefa, çile olsada Karanlığın merhametine sığınmamalıyım Kalbinden bedbin bir can olmaktan kurtulmalıyım Yolun selametine ulaşmalıyım, hidayetin eşiğinde kul olmalıyım O vakit, sabrı ve kanaati hakkıyla anlamalıyım, nefsi hezeyanlardan durulmalıyım Mustafa CİLASUN |