)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-384-)(-)(-)(
*******************************************************************************
************ Kalmadı ************ Mecnun gibi Leyla Leyla diyerek Tükendi gözümün yaşı kalmadı Çoban idim aşk sürüsün sayarak Defterde sayfada boşu kalmadı Yedi yaşta düştüm hicran kahrına Gavvas olup daldım firkat bahrine Yediğin belendi felek zehrine Dünyanın lezzeti aşı kalmadı Mihnet ile geçti bu genç çağlarım Öz derdime ancak özüm ağlarım Güz gelmeden gazel oldu bağlarım Gönlümün şen bülbül kuşu kalmadı Dünyada ne zaman bahtiyar oldum Hergün gece gündüz vah diyor oldum Geçti civan ömrüm ihtiyar oldum Mahrumi ağzında dişi kalmadı ******************* Şavşatlı Mahrumi ******************* 1922-1997. Şavşat’ın Mamanelis (şimdiki adı Yavuzköy) köyünde doğdu. Asıl adı Mazlum Çiftçi’dir. Küçük yaşlardan itibaren aşıklık geleneği ve şiire ilgi duymaya başladı. Yaklaşık 7 yaşlarında gördüğü bir rüyadan sonra şiir yazmaya ve türkü söylemeye başlayan Aşık Mahrumi, köylerine gelip giden aşıklar aracılığıyla zaman içerisinde geleneğe ve şiire ilişkin bilgisini pekiştirdi. Zamanla Türkiye’nin birçok yerini dolaşan Aşık Mahrumi, gittiği yerlerde değişik aşıklarla karşılaştı. Bunlarla hem deyişmelerde buldu hem de birçoğuyla dostluk kurdu. Sonraki yıllarda Şavşat’ta bir devlet dairesinde çalışarak emekli oldu. Hemen her konuda yazan Mahrumi’nin şiirleri çeşitli gazete, dergi ve araştırmalarda aktarıldı. Ayrıca Maraşlı bir Aşık Mahrumi daha bulunmaktadır. KAYNAK:© BeKa Sitesi ******************************************************************************* )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-384-)(-)(-)( Bu nasıl sevdadır bu nasıl çile Vurmaktan aşığın döşü kalmadı Nasıl da tutuldum ben bile bile Başkaca hayali düşü kalmadı Gönülün sevdiği güzeldir güya Yüzünü,cemali benzetir aya Erenler verdiler iç bunu diye Elinde, dolusu, boşu kalmadı Her fırsatta anlatmıştım övmüştüm Bir gün göremesem sinem dövmüştüm Oysa ben güzeli gizli sevmiştim Hepsi de aşikar faşı kalmadı Yokluğun da gözüm yaş ile doldu Gönül bahçesinin gülleri soldu Gönülden göçeli kaç zaman oldu Verdiğin yadigar poşu kalmadı Nerdesin söyle de hemen varayım Dünya gözü ile son kez göreyim Virane döndü bak gönül sarayım Gönlümde benzeri eşi kalmadı Eridi gitti hep o gençlik çağım Beni sorar isen ölmedim sağım Vurgun yedi çoktan bahçemle bağım Hoş olan baharı, kışı kalmadı Gücü yeter mi hiç ışık saçmaya Seven gönüllerde çiçek açmaya Hazırdır Lüzumsuz artık göçmeye Ne yazık Dünya’da işi kalmadı Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |