NİNEMŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Yıllar önce geçmişimize gittiğimizde ninem gibi kaç kadın vardır bilinmez. Bu şiirde anlattıklarım birebir yaşanmışlıklar. elleri öpülesi analarımız ve ninelerimiz küçük yaşta her türlü zorluğa göğüs germiştir....
Anlatırken dalar giderdi, maviş gözleri:
“Ücra bir köyde doğmuşum, Öyle cicili bicili kundaklar içine değil oğul, Bir paçavranın içine sarıvermişler. Ninem kız diye adımı koymamış, Babam da dönüp yüzüme bakmamış. Dedem beşiği şöyle ayağı ile itelemiş, Anama dönüp: “giydiğin bez, doğurduğun kız” deyivermiş. Garip anam ne tahtımı yapabilmiş, nede bahtımı… Adımı koymuşlar hamide… Gocaanamın kucağı bana olmuş ana kucağı, Ben unutmuşum oyuncağı hemide”… Derdi ki : “ahh! Oğul ben ömür mü yaşadım, Daha on üçümde elime kınayı yaktılar, Boynuma üç beşibirlik taktılar, Üzeri pullarla işli bindallıyı giydirdiler, Eteği uzun beli bol gelmişti. Yüzüme örttükleri al duvağın altında, Göremeden bastığım yeri, İki kişi kolumda karşı köye, Muhtarın yirmi beş yaşında Oğluna gelin gittiğim aklımda… Ahhh! Anacığım, yolda miden bulanır demiş, Birde cebime elma sokuşturmuştu...” Ninem gün mü görmüş tü ki… Ceviz bir sandıkta çeyizimi vermiş anam, İçinde işlemeli bir heybe, Birkaç minder yüzü, birkaç metre de icadiyeli kumaş… İki yün yorgan, bir yün döşek, Yiğit bir atın sırtında ardımdan getirmişlerdi. El kapısına yaban köye, çocuk yaşta gelin etmişlerdi. Kocamın deyişine göre otuz gaymaya almıştı beni… Elimin kınası solmadan asker kaçağı kocam, Yükünü tutup yollara düşmüştü. Tıpkı benim baba ocağından çıkıp yollara düştüğüm gibi, Ahh! Oğul ninen gün mü gördü ki…” Diyordu ve ninem ağlıyordu… “Ah oğul” diyordu, içini çekiyordu. “On dördümde kundağı kucağıma aldım. Ben ne çocuk oldum, ne gençliğimi yaşadım… Ninem gün mü görmüş tü ki, hayat mı yaşamıştı… Ahh ninem her anısı bir öykü, Her öyküsü binlerce şiir olmaz mıydı? Anlatsaydı… DUDU BAYRAM/ ANKARA ISSIZ ŞİİRLERİM |
Bu mükemmel şiiriniz için sonsuz takdirlerimi bırakıyorum ..
Her dem saygı ve sevgilerimle