Çukurovanın Yolları
Adana’dan Antalya’ya
Bir yol uzanır Akdeniz boyunca Akdeniz uslu çocuk gibi yaz olunca Çukurovalı sahil yolu der bu yola Otobüsler gelir geçer Sebze yüklü kamyonlar geçer Adana’dan Antalya’ya Antalya’dan Adana’ya Fırından taze çıkmış ekmek gibi kokar toprak Büyürken pamukla karpuz yaprak yaprak Çukurova ana kucağı gibi sıcak Kuzeyde geçit vermez Toroslar Kara soğuğa ve rüzgara Karboğazı’nda işgalci Fransızlara Anamur’dan bir deve kervanı kalkar Dalar Toroslar’ın arasına Sürüler yürürken Barcın Yaylası’na Çan sesi kaval sesi duyulur uzaklardan Ardından Anamurlunun coşkun türküsü “Anamur yolları kayrak çakıllı Ben de bir yar sevdim uyar akıllı” Gilindire’den sapınca kuzeye Çam ağı ve zeytin Ve mersin dallarıyla süslü Denizin mavisi üstüne Bir yeşillik yükselir Sele Yokuşu boyunca Bir kamyon Sele yokuşuna sarar Ağır yüküyle taze domates kokusunda Çıkar yokuşu bir zeybeğin ağır temposunda Selenin düzünde bir türkü duyulur Meşelerin hışırtısıyla karışık Kamyon tempo tutar kornasıyla “Gülnar yollarında vardır meşeler Masalar üstünde dolu şişeler” Yeşil söğütler arasından Çam kokan çiğdem kokan Bir yol gider Göksu Nehrine Göksu’da ayaklarını serinleten Kesik Köprü’den geçtin mi Mut’tasın Burası Mut poyrazda külahını sıkı tut Mut diyende Karacaoğlan ozanı kim unutur Göksu’da çimmiş bir çift ak güvercin Mut kalesinde kanatlarını kurutur Mut uğurlar bizi Alahan Manastırından Sertavul akıtır gözyaşını kışın karından Şalvarlı kızlar yol boyu gezer Bir davul zurna duyulur : “Kullar olam seni doğuran anaya Süt vermişler senin gibi sunaya Ah aman aman ben dayanamam Çokça da içtim kafalarım duman” Taşucu’nun son dönemecinde Karşıda Silifke görünür Silifke Kalesi Göksu’ya bakar Göksu kışları pek coşkun akar Doğudan Gülnar’a Batıdan Erdemli’ye Atakent Susanoğlu Kızkalesi Yakından hoş geliyor davulun sesi Mayıs gelip başlayınca sıcaklar Şenlenir yaylalar tüter ocaklar Silifkeli yaylanın yolunu tutar Ve Durali vurur davula Derinceli Ali Söyler: “Yayla yollarında göç katar katar Eşinden ayrılmış bir palaz öter” Denizle sarmaş dolaş Dalgaların yaladığı zümrüt bir kıyıda Limanı ve palmiye ağaçlarıyla Mersin kucaklar bizi İpek gibi sahillerde yerli yabancı turistler Dolarken plajlara Mersinli alınca tarladan ürünü Bozar Mersinliyi sahil Çevirir yaylalara yönünü Limon kokar Portakal kokar Ve deniz kokar yollar Herbiri bir ayrı öykü Hep yollar umut yüklü Gülek boğazından selam verir Anadolu’ya İşte pamuk ambarımız Adana Seyhan Nehri üzerinde köprüler Adana’ya inci gerdanlık Türküler Seyhan’ın çağıltısına karışır “Adana köprü başı Otur saraya karşı” Düğünler çalınır Köprüden gelinler geçer Derken; pamuk tarlalarında bahar gelir Düğününde ilk ve son kez kuaföre gitmiş gelinler Düğünde bitmemiş halayı tarlada sürdürürler Çukurova’da bir uçtan bir uca Şalvarlar yazmalar dalgalanır Yığınla insan karınca misali pamuk tarlalarında Kazar Çukurova’nın bağrını Vur çapayı çapayı Vur kazmayı kazmayı” Gavur Dağında yollar Kan kokar barut kokar 1918 de Gavur Dağında sıkıldı ilk kurşun İşgalci düşmana Bin bir öyküsüyle dolu Ulusal Özgürlük Savaşının Gavur dağının başı dumanlı Kan kokar barut kokar Hey bu yollar Dadaloğlu’nun İnce Mehmet’in İnce Cemali’nin yolları Ceyhan Osmaniye’nin Adana’nın yolları “Adana’nın yolları taştan Aman sen çıkardın beni de baştan” Selam size gurbetten sılaya dönen yollar Selam size uzayan kıvrılan yılan yollar Selam Adana-Mersin Selam Toros dağları Selam Çukurova’nın ve yurdumun yolları Elmadağ-1970 Mustafa GÖL |
EMEĞİN GÖRÜLMESİ LAZIM.