Gün akşama ram, aşk ne müthiş hicran!İçinden çıkılmaz bir andı Hali perişan eyleyen sırrın ilgasında ki hicrandı Farkı fark ettiren, idraki muhtaç meyanda seyrettiren bir dramdı Kul çaresiz, sine dirliksiz, kalp ritimsiz, izan muğlak ve yitik bir vakitti Henüz şafal sökmeden Fecrin vecdi ve insicamın dinmeden hulusa gelgi Usulca seslendim, hiç ses vermedi, bir daha denedim birden irkildi Kimbilir nerdeydi, hangi düşün içinde umudun hülyasında nefes nefese çaresizdi O an aniden şaşkınlık nüksetti Hatırdır inşaal derken endişe kalbimi terk etmedi Ne kadar zavallıydı, kalkmaya mecali olmayan bir nefesin emanetçisiydi Ezan sesiyle dikkat kesildi ve fakat kalkamayacak kadar bizar ve elhak çeresizdi Her denemesinde başı dönüyor Gözleri kararıyor, içi dışına çıkacak kadar çekingendi O halden kurtarmak için ne yaptımda çare olmak adına kıfayetsizdi Acile götürmek aklıma geldi, sereserpe hali ne kadar ürpereten bir vaziyetteydi Ne yapmalıydım, şaşkındım Yarım asrı geçmiş bir nefesin sahibi olarak nasıl acizdim Muhtaç halini, perişan vaziyetini, sabır zerkeden melalini farkkettikçe sessizdim Yarabbi sen bilirsin, sahibimizsin, deva sende, ecel senin emrinde ki sır perdesinde dedim Çocuklar o an aklıma geldi Acaba çare adına asıl bir vesile olacaklardı Yoksa ziyadesiyle şakınlığın vadine mi kanacaktı, hangi karar haktı Bir müddet dinlendi, istiğfar ederek fevkalade silkindi, abdes almak için niyetlendi İhtimam göstererek yardım ettim Sendeleniyordu, başının şiddetli döndüğünü söylüyordu Hayli zor olmasına rağmen abdest almasını sağladık, namaz kılmak istiyordu Ve fakat ayakta duramıyor, medet umarak muhtaç bir halde bakınması ne hicrandı Sukut edip, tefekkür etmek acıydı Hangi sancının davacısıydı, çilenin şiarından bir sırmıydı Sual etmek dahi bitap eden efkardı, akşamdan geceye çıkartan vakit farktı Ecel ne hayşetli sidardı, her nefesin ihmal ettiği ramdı, hicran zerkeden bir dramdı Mustafa CİLASUN |