AŞKSIZ KALP ÖLÜ KALPTİR.
Sen nasıl bir şeysin aşk, nedir senin târifin?
Aklı ermedi sana ne câhil ne ârifin Zamâna yenik düştü nice köşk ve kasırlar Seni ne çözebildi ne eskitti asırlar Çâre bulan olmadı kalbe vurulan mühre Senin nârına yanıp öldü Tâhir ve Zühre Sana kem gözle baktı yok saydı nice densiz Ama gör ki onlar da yapamadılar sensiz Varılır mı sevmeden hayâtın son demine? Bir baktılar ki hepsi düşüvermiş şem’ine Sana inanmayanlar şimdi sen’le yanıyor Kimi kendini Aslı kimi Kerem sanıyor Sen bir kalbe girince akıllar çıkar baştan En katı kalpler bile pamuğa döner taştan Bir kıvılcımın yeter bir yüreği yakmaya Damardaki kan bile başlar farklı akmaya Onların aşklari ki esîr aldı çağları Ferhat Şirin’i için delmedi mi dağları? Bâzı yürekler ise seni bir başka tadar Vuslata ermek için koca bir ömür adar Bu yüzdendir kiminin al korlara dönmesi İmkânsızdır nerdeyse bu ateşin sönmesi Züleyhâ otuz yıla çileyi karmadı mı? Yusuf’un sâyesinde Rabb’ına varmadı mı? Belki her yürek sana kolay kolay açılmaz Ama herkes bilmeli senden aslâ kaçılmaz Gerçek şu ki sen varsın her insanın başında Bâzısı geç tutulur bâzısı genç yaşında Kimi erkeği Mecnun, kız’ı Leylâ edersin Sensiz kalp ölü kalptir, haksız mıyım ne dersin? 3 Mart 2011-5 Mart 2012. . |