DOKUZ KÖY VAR
DOKUZ KÖY VAR
Kime sorsam halin nasıldır diye Eh çekip iyilik deyip geçiyor Biraz sohbet etsem usuldür diye Ah ile vah ile gelip geçiyor Herkes insanlıktan eder şikâyet Allah rızasına vermez inayet Doğruluğa kimse etmez dirayet Kendi kusurunu silip geçiyor Kendiyle yüzleşmek ona zor gelir Elâlem’e çamur atmak yar gelir Dünyayı verseler yazık dar gelir Gaflet uykusuna dalıp geçiyor Dili süslü püslü içi bambaşka Sanırsın evliya hu çeker aşka Bir ayna olsa da görünse keşke Yalanı dolanı salıp geçiyor Mal canın yongası der atmaz kalpten Sahibi sanıyor farksızdır kelbten Karşı koyamaz ki nefsini celpten Pazardan kefeni alıp geçiyor Günahı diz boyu korkar ecelden Ödeyeceğini bilir bedelden Bu kader yazıldı kula ezelden Yinede unutup gülüp geçiyor Kime Allah desem başın sallıyor İman kemal gibi halin allıyor Kalbim temiz deyip fetva yolluyor Kendini aldatıp solup geçiyor İşin en kolayı maskeli gezmek Dindar yada çağdaş deryada yüzmek Gücü elde edip mazlumu ezmek Bin bir türlü ahla dolup geçiyor Sırlıses doğru de/sen dokuz köy var Hakka aşık olsan içli bir hay var Karışma sakın sen kimde ne huy var Herkes ettiğini bulup geçiyor BİLAL TEKİN(SIRLISES) |
Ben yalanlar üzerine iki çift laf etmek istiyorum;Yalancıların itibar gördüğü bir devirde özü sözü bir olanların işi çok zor ve onuncu köy kucak açmış bekliyor. Şu toplumda insanlar ah keşke önce kendileriyle barışık olsalardı! Sonrasında suya düşen bir damla misali sevgi ve saygıda halka halka çoğalacaklar ve o zaman her şey çok güzel olacak, öyle değil mi!
Sizi bütün samimiyetimle kutluyor, gönül dolusu selam ve sevgilerimi sunuyorum…