EYLÜL, İHTİLÂL VE BEN!Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Bunlar ülkemin acı gerçekleri, Allah o günleri bir daha yaşatmasın.
Şiirin ikinci bölümü de gerçek ve ömrüm boyunca unutamadığım bir olaydır, adı bile aklımdadır o gün gözlerimin önünde can veren o gencin, Ali Türk. Ruhu şad olsun. I O Eylül çocuktum ben, ceplerim misket dolu Anlamazdım sağ neydi, sol ise neyin solu? Sokaklar bölünmüştü aklım ermezdi niçin? Ne kavgalar çıkardı bir iki adım için Bozulmuştu dostluğun, kardeşliğin dokusu Her taraf kan lekesi, her yer barut kokusu Parsellenmiş okullar, sınıflar bölüm bölüm Koridorlarda her gün kol geziyordu ölüm Her direkte bir afiş, her duvarda bir yazı Mahkum firar peşinde, her hücrede bir kazı O Eylül çocuktum ben, gülücükler saçardım Bir ses duysam korkudan hemen eve kaçardım II Bir gün bizim bahçeye genç bir adam atladı Ve ardından üst üste üç el silah patladı İlk o gün şâhit oldum tabancanın sesine Kurşunlardan birisi saplandı ensesine Ve genç bir beden düştü yapraklar arasına Fazla dayanamadı kör kurşun yarasına Gözlerimin önünde yitip giden bir candı O Eylül birçok ana aynı ateşle yandı Bu ölümün sebebi gâyet açık ve netti O kendi ülkesinde bir sınır ihlâl etti O Eylül çocuktum ben, cepte taş, elde sapan Sonra anladım bizdik Eylül’ü suçlu yapan. . |
Filmi mutlaka izlemelisiniz "Bu son olsun " ismi son da oldu :)))