)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-372-)(-)(-)(
*******************************************************************************
*************** Dönüp Baktım *************** Dönüp baktım geri kalan zamana Kaç bin idik bilinmiyor sayımız Eğer gökten kırk yıl yağmur yağmazsa Kurur diye asla korkmam kuyumuz Şu dağları birbirine bağlasam Üzerine bulut olup ağlasam Bir şelale misali çağlasam Akar gider deryalara suyumuz Kanal açıp akıtayım denizi Sel götürsün Kütahya’yı Gediz’i Kırık yesem kırk kabuklu cevizi Korkarım ki obur olur huyumuz Yağmur yağar su birikir göllere Taşla toprak sürüklenir yollara Leyla için Mecnun düştü çöllere Bizim de mi öyle olsun soyumuz Dertli Kazım hep yazarsın derdin çok Bu dünyada benim gibi dertli çok Kim demiş ki artık gönlüm aşka tok Aşka açtır yaşlımızla toyumuz **************** Dertli Kazım **************** 1926 yılında Yumurtalık’ın Gölovası köyünde doğdu. Asıl adı Kazım Altınayak’tır. Ancak 1997 yılında mahkeme kararıyla soyadını Dertli olarak değiştirdi. Babası, 1877-78 Osmanlı Rus Savaşı döneminde Ağrı’dan göçtü. Annesi ise Dörtyolludur. Aşıklık geleneğini küçük yaşlardan itibaren öğrenmeye başladı. 1954 yılında askerden döndükten sonra bir süre İstanbul Belediyesi bünyesinde çalıştı. 1962’de ayrılarak Almanya’ya gitti. 4 yıl sonra geri dönerek yeniden İstanbul’daki eski işine sürdürmeye başladı. 1979 yılında emekli oluncaya dek orada kaldı. Sonra da köyüne döndü. Türkiye’nin değişik yerlerindeki aşık şenliklerine katıldı ve çeşitli ödüller aldı. Emekliliğinden sonra köyünde yaptırdığı mezarı başında her yıl kurban kesip, mevlüt okutmasıyla önce kendi yöresinde daha sonra tüm Adana’da tanınan bu tören, 1981 yılından beri, Gölovası köyünde » Dertli Kazım Aşıklar Şenliği« adıyla bir gelenek haline geldi. Hem yöreden hem de Türkiye’nin başka bölgelerinden aşıkların katılımıyla her yıl giderek daha da genişleyen şenlikler, aynı zamanda Dertli Kazım’ın köyünün de büyümesi, gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Dertli Kazım’a ilişkin, Halil Atılgan tarafından yapılan ayrıntılı araştırmalar 3 kitap olarak yayımlandı. KAYNAK:© BeKa Sitesi ******************************************************************************* )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-372-)(-)(-)( Düşünüyorum da biz çocuk iken Çok güzeldi düğünümüz toyumuz Çoçuk sesleriyle çınlardı sokak Ne güzeldi o günlerde köyümüz Gözüm de tütüyor şimdi o yerler Çiçeğe dönerdi dallarda narlar İlk bahar gelende erirdi karlar Çağlar idi, deremizle, çayımız Dolaşırdık, gezer idik dağları Beller idik bahçeleri bağları Böyle geldi geçti gençlik çağları Doyumsuz du günlerimiz ayımız Kayını,Ladin’i,çam’ı ormanı Kekikten,naneden,bulduk dermanı Kaldırırdık yaz günleri harmanı Her üründe kardeşçeydi payımız Çınar gölgesinde stres atardık Biz pekmeze biraz yoğurt katardık Ağustos ta sereninden tutardık Kovalarla su verirdi kuyumuz Varır idi ne engeller aşarak Bakar idik gidişine şaşarak Çayırlarda şahlanırdı koşarak Uçar idi atlarımız, tayımız Lüzumsuz’um bizi nere götürdün Anıları tazeledin getirdin İşte böyle senin Vatan’ın Yurdun Yolun bekler,emmi, hala, dayımız Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz SEREN:Uzun bir ağacın kuyu üzerine monte edlip,ince tarafına,ucuna zincir ve kova bağlanan basit bir alet SAKSAĞAN BEYNİ:Pekmezle,yoğurdun karıştırılması |