ÂH NÊY ÂH NÊYZEN
Ey sırdaşım ney, yine âh u figân inilersin.
Hıçkırığın göğe vardı, gök kubbeyi mâtem sardı. Ben yârinden uzaklarda, sen gurbette garipsin. Gel, hû çekelim senle, âhımızı gökler dinlesin. Sen söyle sırdaşım nêy, ben dinleyeyim. Hüzzâmla dolaş, rûhumun sokaklarında. Yanık sedân semâlarda kanat çırparken, Uçur beni de uçur, hüznünün kanatlarında. Çal nêy uğrun uğrun , çal da dinleyeyim. Dertlerimi sükûn eyle, âh u zâri inleyeyim. El ne bilir halden, derdim gizli derinlerde. Çal da, hallerimi yalnızca sana diyeyim.. Yedi yerden dağladı, beni de yaktı kader Deşti, kanattı yâremi, gönlümü etti heder. Beni o nazlı yâr, seni neyzen meşkeder. Götür beni de götür, yârin sokaklarına.. Aklımı meczûb eyledi, inleyen nağmelerin. Sanki sevda çerağı, o hüzünlü didelerin. Şerhâ şerhâ tutuşturdun, emân ver, yaram derin. Üfle neyzen üfle nêyi, yansın tutuşsun cihân. Dindir nêy hicrânımı , rûhum sükûna ersin. Aşk meyinden içenler, postu yoluna sersin. İnleyen nağmelerin vuslata ruhsat versin. Döndür nêy, döndür beni varayım sultanıma Âh nêy, âh neyzen, çâre ol figânıma, Hasrete yaktın ağıt, od tıkadın cânıma. Gözyaşının ummânı aktı aşk u kânıma. Kandır nêy kandır nêyzen, âh u piryânlarımı. ( Sevim’in kırık incileri) |