son körebe
kalabalığına boyunca
yalnız adımlar attığım beton grisinden şekiller bozup çocuk oyunlarında söbelendiğimdendir içimdeki adam ağırlığı içimi bulandıran şeker miktarı başkasına tatlı gelen hep geceme misafır insan sürüsüne bir ben yabancısyken şehirden ben çocuk oyunlarında son körebe tuttuğum elbise yırtığından has tutamadığım söz gele gülüşmelere bir de upuzak çınlatan başucumda azıcık kulağımı dahası imalı bakmalara hazır uzayan tren rayları var vagonlar dolusu kar demirden bile soğuk gitmeler |