Ben Hiç !...ben köyde doğmadım ki... ne karanlık gecelerini karanlık meşenin ne de ağustos yıldızlarını mısır tarlalarının hiç görmedim ki... ben tati baba çiçeği de görmedim... açmış menekşeleri bile hala çıplak, eski bir minübüs tıka basa insan burnumda benzin kokusu yolculuklarımı bayram sabahlarını taş ocakta tüten ekmek, dereden sonraki yetiş al bakkalını da sarı jelatinde çikolata tuzlu kraker ve damla sakızı bilirim... dut ağaçlarının orda hani patikadan sonra ikinci katı cumba yolculuğumuzun son durağı iki katlı ahşap konağı şimdilerde tütmeyen o ocağı o ocağı da... ne uyuduğu yerde uyudum babamın ne tapul ne de çayır... şimdi usumda hayal meyal tavşan elması ve mezarlığın önünde vurulan o tilki... ben hiç köyde yaşamadım ki... ahad... |
eksildikçe düşlerimiz eksiliriz
ömrü çıkarken dökülen maziyi özler
geçmişin beşiğindeki çocuk yanlarımız biz büyüdükçe acır içimizde
iyi geceler