ÖLÜME SAAT KAÇ VAR..?
Işıl ışıl otellerle süslü sahillerde
Yüzüyorduk engin denizlerde Belki de eğleniyorduk delice Ama akla gelmiyordu; ‘Ne diyecektim’ Azrail ansızın gelince El-aman Azrail ölüme saat kaç var? Fırsatım olup ta soramadım ki... Yürüyorduk kalabalık caddelerde Belki fink atıyorduk gece kulüplerinde Halay çekiyorduk düğünlerde Ya da balay yapıyorduk Fildişin de El-aman Azrail ölüme saat kaç var? Fırsatım olup ta soramadım ki... Aklıma gelmiyordu hangi gün Hangi hal üzre, saat kaçta..? Bilmem ki nerede? Ne zaman? Deprem, sel, değilse de trafik kazasında Belki de savunmada en ön cephede El-aman Azrail ölüme saat kaç var? Fırsatım olup ta soramadım ki. Vaktini eyleme ziyan n’olur kardeş Geliyordu kötüye dair her şey aklıma Ölüm ‘terhiste’ sanıyordum; Hiç bakmak gelmiyordu arkama Meğer ölüm unuttuğum tek şeymiş. El-aman Azrail ölüme saat kaç var? Fırsatım olup ta soramadım ki... Burnum bir karış havada yürüyordum Dünyayı hep toz-pembe görüyordum Hani yokta değildi güzele karşı tutkum Ne zaman göz-göze edilse temas Depreşiyordu içimdeki şeytani heves. El-aman Azrail ölüme saat kaç var? Fırsatım olup ta soramadım ki... Osman NURANİ-11/11/2011 |