hayatla sadece bir gün
bazen sabah erkenden uyanırım
bizim sokağın dibindeki fırından sıcak ekmek almak için kuşların sesleri cıvıl cıvıl sabahın şarkısı gibi kulaklarım da patlar günüm sabah namazını kılmakla başlar günüm bereketli ve huzurlu geçsin diye sıcak ekmeğimi alıp annemin O enfes kahvaltısına yetişmek için koşar adımlar la bir çocuk gibi eve koşardım herkes gibi bende günümün hergün aynı geçmesini isterim bir gün sokakta yürürken üstü yırtık bir dilenci gördüm elini açmış allah rızası için bir ekmek parsı diye söleniyordu yanına yanaştım merhaba efendim diye seslendim zavallı şaşırmış bir şekilde saol efendim dedi sonra bir mühdet orda sohpet ettik gelen geçen bize bakıyor üstü başı yırtık bir dilenci yanın da üstü temiz bakımlı bir delikanlı dikkatleri çekmeyi başarmıştık ve sordum ona neden dileniyorsun diye yapıcak bir işim yok nere baş vurdusam alan yok yemiş birkere mapusluk damgasını herkes çekinir olmuş iş vermekten yerinden kaldırdım ve çalışa bileceği bir iş evine getire bileceği bir ekmek parası helalinden kazanmaya başladı bilirim biraz hikaye gibi oldu şiirim sizlerede hak veririm gönlüm isterki her dilenciyi sokaktan topluma kazandırayım ben buna yettim şuda varki bende eski bir, üstü yırtık dilenciyim şu fani dünyada zengili verende allah fakirliği verende maksat zengin yada fakir olmak deil bu dünyada allahın vermiş oldu iki şeyi varlığı ve yokluğu göre bilmek bugün bakıyorum da zengin fakire vermek yerine kattığı harama daha fazla haram katıyor fakir ne yapsın üç kuruşa çalışsın adalet bunun neresinde yazan : samet karaoğlu |