0
Yorum
0
Beğeni
4,0
Puan
920
Okunma
bir şiir yazsam sana demir parmaklıklardan
güvercin tanrısallığında
gardiyan,gardiyan
söz etme bana aşktan,
hani ’görüş’ günü ne zaman...
zamanın pençesinde saklıdır umman
iki bıçağın bilediği dudaklarımız var
sonsuzun döşeği döşeniyor nurdan
altımızda yürüyen ırmaklarımız var
hangi ödlek ilk önce boşaltarak göğsünün öz suyunu
asit gibi toprağı yaracak,delecek,soğuyarak
ilk hançeri kişi ruhuna vuracak,
sonra yarin iki omuzu arasına
kanlı salıncaklar kuracak
kuruyacak içeride taze bir yaprak
anne sütü gibi berrak.
yitirecek göğsünde sakladığı hatıraları
delinmiş abanın türküsü donmuş çobanın
kuruyacak masumiyet,çocuk yanağının çatlaya çatlaya
toprağa kök salması gibi,
kalmıyor hiç bir mazeret
bir insanın bir diğer yanını koyuvermesi gibi
bıçaklar yeniden bilenecek,
kin karışacak,dudaklar dişlere dönüşecek
her demirci kendi kavgasını bir savaş aracına dönüştürecek
sen yüreğimin fatihi,
çıkarmam gerek içimden çirkin seni!
aşka lanet karışacak
ucuna kan bulaştı,bulaşacak
bulaştı bulaşacak bulaştı bulaşacak
öyleyse bir güvercin yolluyorum sana
tanrının sıcaklığında
düşler prensesim koru beni,
bir sana inanıyorum bir de aya
geceye aşka ve gizli sevişmelerin kutsallığına
4.0
100% (1)