KANKAkarlı ve soğuk bir istanbul akşamından yazıyorum kanka bir yılbaşı akşamı daha sensiz kanka gecenin soğuk ve yağışlı hali bedenimi donduruyor usulca yanıma sokulup üşüdünmü kanka değişlerin ve üzerindeki hırkanı çıkarıp giy bunu değişlerin gelir aklıma paylaşmanın asaletini yaşarken kankam değişlern gelir aklıma ve agezmeye çıktığımız istanbul sokaklarında açlıktan bitaf düşerken fırından aldığın sıcak bir pidede ellerinle bölüp al kanka sensiz boğazımdan geçmez değişlerin kulaklarımda çınlıyor. uzaklardan martılarının dans ettiği boğazından yedi tepeli şehrimizden istanbulumuzdan yazıyorum kanka pul pul hatıralar takılı hep aklımda maviliklerde kayboluyorum yağmur vururken penceremin camına sen düşüyorsun gözlerimin önüne ve hiç gitmiyorsun kanka çok isterdin bir şiirde bana yaz kanka derdin hep bana elim hiç varmazdı keıda kaleme seni anlatacak keıtta yetmezdiki kanka boğazıma bişeyler sarılırdı her defasında ben seni anlatamazdımki yaşardım kanka yaşıyordumda demek gecenin denizinden ağlar çekilirken ben deli divane bir yılbaşı akşamı yine sana hasretken yağmur damlacıkları bir bir elime düşerken içimde tarifi anlatılmaz acılar çekerken ve sen hudutsuz özleminle gönlüme çökerken bu gece sana yazacakmışım kanka bir şahin marka arabada kurduğumuz hayallerde çalışıcaz alıcaz deyip gece gündüz mesayilerimiz olurduya nerden bilirdik hayalimizin sonumuz olucağını kanka şimdi yarı dökük saclarımın yaşlılık dağlarındayım seni özlüyorum kanka yıllar yıllar geçiyor kanka yaşlılık saclarımdan başladı ve bedenime düşüyor kalbime vuruyor ve dizlerime yıllar sen gibi bir şahinin yükü sırtımda nerden bilirdim hayalimiz sonumuz olucak kanka yara en çok kanarken yakışırmış adama diyorlar içim almıyor tükenişleri gidişleri burda olsaydın anlatırdım sana birine vuruldum kanka sıcak iklimlerin olduğu toros diyarlarında çok üşüyorum kanka çok yanımda olsanda yine o beşiktaşının kartalının hırkasını geçirsen üzerime canım sıkılıyor yine gitme demiştim yalvarmıştım ardından içimde kara bulutlar dolanıyor daralıyorum bu yol bizi bitirir gel vaz geç demiştimde kader diyelim gitsin demiştinya lanet olası bolu dağı nasılda aldı seni aramızdan nasılda gittin kaderine bu nasıl gidişti kanka kaza haberinde inlettin bizi şimdi yetim bir çocuk gibi yüreğim iki yıl oldu bir yıl başı daha sensiz geçti ben yılbaşını sensiz geçirmeye alışamadım kanka kanka boğuluyorum tuzlu bir yaşamın ortasında martıların çığlıkları boğazın siyahlığını aydınlatıyor her bir kaldırım taşı seni anlatıyor seni çok özledim kanka seni çok özledim canım kardeşim (serhat kaplanoğluna hitafen ruhu şaad olsun..amin..) turgut muzaffer codunoğlu |