Asmalı KahveŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Şiirin Hikâyesi
Çocukluğumun geçtiği Kargıpınarı, Akdeniz kıyısında şirin bir köydü. İçinden Konya- Mersin asfaltı geçerdi. Bu asfaltın kenarında Akdeniz ‘e bakan, önü asma talvarlı kenarı beyaz çitli bir kahve vardı. Bu kahve, o yıllarda Koç Kahvesi adıyla bilinirdi. Yazılan mektupların adresine mihenkti ismi. Köye gelen mektupları Çeşmeli postanesinin yegane elemanı postacı Ayhan Amca bu kahveye teslim ederdi. Mektup sahibine bu mekanın aracılığı ile ulaşırdı. Koç Kahvesi o yıllarda muhitinde tekti. O yol üzerinde onun çapında bir kahve yoktu. Şimdi yıkılan yerinde, onun yerini tutamayan bir yığın iş merkezi var. Yıllar sonra o hatıranın ışığında yazdım bu şiiri.
Buğusundan sükûnet yayılır çaylarının.
Muhabbet kervanları konaklar gölgesinde. Ayrı bir tadı vardı burda yaz aylarının. Efil efil haz eser asmalı bölgesinde. Sohbetin mihmandarı her dem asmalı kahve. Begonviller duvağı hoş sohbetin durağı. Sabah ezanlarıyla çiy düşer güllerine. Kazanın altı yanar örülür dostluk ağı. Berrak gülüşler yansır zamanın tüllerine. Kaynaşmanın medarı dem dem asmalı kahve. Veda ile merhaba tutuşurlar el ele. Yüzlerdeki tebessüm aydınlatır mekanı. Buralara uğramaz ömür boyu velvele. İpekli bohçalarda saklanır cümle anı. Lâl olan dudaklara merhem asmalı kahve. Yazın şehir gazozu biraz çayı kıskanır. Akdeniz esintisi nefes olur anlara. Bardakta çayı gören yakuttan umman sanır. Anılar nakış nakış işlenir zamanlara. Sözlerin tartıldığı dirhem asmalı kahve. Çocukluk yıllarımız el sallar hayal meyal. Her fani lezzet gibi alıp başını gider. Asmalı kahve artık çay tütsülü bir masal. Yerinde yeller eser anısı sitem eder. Anılar yumağında düğüm asmalı kahve… Ankara,19.02.2012 İ.K |