Destân-ı Muhabbet -3-Şiir, Hakan İlhan Kurt`un Destân-ı Gülizâr`ı ile Onur Kutlu Öztürk`ün söyleşisidir... Şiir, Destân-ı Gülizâr ile başlar, ve Destân-ı Gülizâr ile devam eder... Şairlik `hak edenin` olsun... `durulma hazzın ile zamanı dört köşeden ardım sıra dostlara paye paye taht eyle sakınmak elbet hata gizlice kör neşeden o zeytin gözlerinin artık naatı kaldı ey gülizâr durulma sabaha kadar böyle satır satır destanın berk itaati kaldı` Sakladığın esrarı zaman dönüp bulur mu? En gizemli hecesin okunmaz bu esaret Ey Gülizâr ciğerim başka nefes solur mu? Boğazım düğüm düğüm ördü nakkaşı kaldı İşlediğim sanatın dokusunda maharet Mısra mısra destânın dikili taşı kaldı `yedi nevruz eskittim yedi geliş ve gidiş yedi nevruz yüzümü tanır kaldığın şehir ey kuytumda tebessüm ey nabzımda direniş sabrın ne meş`âlesi ne barikatı kaldı ey gülizâr gül destem tutuştu cümle nehir rahmetin ne diclesi ne de fıratı kaldı` Gittiğin günden beri takvimler soyuyorum Dikeninde acım var yapraklarında kahır Her sancının ardından yeniden doğuyorum Hasret dolu nevruzun gözünde yaşı kaldı Ey Gülizâr çatladı çektiğim bunca sabır Taşa dönen gövdeme yontulan başı kaldı `maturidi`m hele gel yolunda sakla beni aklımı yitirmişim darmaduman matemdir eşari`den uzak tut mihrinle akla beni turaç oldum kanadım gözüm karadı kaldı saf tutmuşum safımdır hesaba münker-nekir senin senden başkaca yâr tembihatı kaldı` Maturidi yol göster âkil adam kalmamış Nerde Pir`im Sultanlar nerde yüce erenler Anadolu dergâhı tortu yosun bağlamış Karamanlı Mehmed`in çatılmış kaşı kaldı Öz dilini eşari divânına serenler Kelâmın ne fetvâsı ne de nakışı kaldı `şahidim ol gülizâr göğe baskın maviler kapkara kesilmişim toprağa sığamadım can havli haykırışım örtündüğüm her seher dağları ağlattım da çehreme yâdı kaldı gülizâr şahidim ol örslediğim her adım bir şahin gagasında telaşa yadı kaldı` Gülizâr şahidim ol bu bir irtifâ değil Kısıldı kanatlarım göklere sığamadım Şahidim ol Gülizâr sevdam intifâ değil Dehlizine râm oldum derin akışı kaldı El pençeydi rahmetin avcuma sağamadım Her dileğim buz kesti donup da kışı kaldı `dadaloğlu otur da seyran edelim ardan kimin nefsi yamandır saçılsın birer birer göğercin nazeninden zeytinyağında nardan kimin kimde yetimlik edebiyâtı kaldı ey gülizâr ağlama çat o kaşlarını ger sevdamdan parsel parsel bâki anlatı kaldı` Dadaloğlu aman yok hem kavga hem döğüşten Toros`un zirvesine örtü olan kar mıdır? Ha kılıcı tutmuşum ha mızrabı doğuştan Türkülerin Gülizâr yürek yakışı kaldı Çekildiğin inzivâ gönüllere kâr mıdır Kör oldu koca tarih fesad bakışı kaldı 16 Şubat 2012/ Sancaktepe Onur Kutlu Öztürk |