SAL
Sorsak ne söyler bize, daldaki kuş ve dal,
Hani nerde eski günlerimizdeki sal. Biner gezerdik ova, dağ, bayır, göl, deniz, Ve hayaller içinde boğulup gitmişiz. Yok geriye dönüş, hem geleceğe umut, Uyut, söyle sen ninnini, kendini uyut. Ummuştuk bir şeyler niye, medeniyetten Sütü bozuk, çiğ süt emmiş medeni etten. Vurdu bize lazım olan altın laleyi, Önleyemedik ovaya inen jaleyi. Geçer mi geçer, tabi edilmeli sabır, Derdi veren Rahman, dermanı da yaratır. Hazırlanmalı geleceğe elbet, hoştur Lakin yok dersen geçmişe, gelen de boştur. |